Multilingual Turkish Dictionary French

HÂLER : French Turkish

karartmak, esmerleştirmek

HÂLÉ : French Turkish

yanık, esmerleşmiş, kararmış

HÂTE : French Turkish

[la] ivedilik, acele, tez

HÂTER : French Turkish

çabuklaştırmak, hızlandırmak

HÂTIF : French Turkish

"vaktinden önce olan, erken yapılan; acele yapılan, şişirme"

HÂTIVEMENT : French Turkish

"vaktinden önce; ivedilikle, çabucak"

HÂVE : French Turkish

solgun benizli, zayıf

HÈRE : French Turkish

[le] yoksul adam

HÉ HÉ! : French Turkish

oh!

HÉ! : French Turkish

"excl hey!, baksana!; eyvah! "

HÉBERGEMENT : French Turkish

[le] konuk etme

HÉBERGER : French Turkish

konuk etmek

HÉBRAÏQUE : French Turkish

İbrani

HÉBREU : French Turkish

[le] Yahudi, İbrani

HÉBÉTER : French Turkish

sersemleştirmek, şaşkına çevirmek, şaşırtmak

HÉBÉTUDE : French Turkish

[la] akıl durgunluğu, sersemlik, şaşkınlık

HÉBÉTÉ : French Turkish

sersemleşmiş, şaşkın

HÉCATOMBE : French Turkish

[la] kıyım, kırım

HÉDONISME : French Turkish

[le] hazcılık

HÉDONISTE : French Turkish

hazcı

HÉGIRE : French Turkish

[la]

HÉGÉMONIE : French Turkish

[la] üstünlük, hegemonya

HÉLAS : French Turkish

excl yazık!, vah vah!

HÉLER : French Turkish

seslenmek, çağırmak

HÉLIANTHE : French Turkish

[le] ayçiçeği