Multilingual Turkish Dictionary French

LEUR : French Turkish

onların

LEURRE : French Turkish

"[le] yalancı yem, zoka; tuzak, aldatma, hile"

LEURRER : French Turkish

kandırmak, tuzağa düşürmek

LEVAIN : French Turkish

"[le] ekmek mayası; tohum, maya "

LEVANT : French Turkish

[le] doğu

LEVANTIN : French Turkish

"[le] [la] Doğu Akdenizden olan kimse, doğulu; levanten"

LEVER : French Turkish

"kaldırmak, çıkarmak; sökmek; (asker\\vergi) toplamak; çizmek, resmetmek; (ekin) uç vermek; tasarlamak "

LEVER L'ANCRE : French Turkish

demir almak

LEVER L'ÉTENDARD DE LA RÉVOLTE : French Turkish

isyan bayrağını çekmek

LEVER LA MAIN SUR QN : French Turkish

irine el kaldırmak

LEVER LA TÊTE : French Turkish

kendini göstermek

LEVER LE CAMP : French Turkish

çekip gitmek

LEVER LE COUDE : French Turkish

çok içmek

LEVER LE MASQUE : French Turkish

maskesini atmak

LEVER LE PIED : French Turkish

sıvışmak

LEVER LE SIÈGE : French Turkish

kuşatmaya son vermek

LEVER LES ÉPAULES : French Turkish

omuz silkmek, burun kıvırmak

LEVER UN INTERDIT : French Turkish

yasağı kaldırmak

LEVRAUT : French Turkish

[le] yavru tavşan

LEVURE : French Turkish

[la] maya mantarı

LEVURE DE BIÈRE : French Turkish

ira mayası

LEVÉE : French Turkish

"[la] kaldırma, çıkarma, sökme; set; kapatma; ayaklanma "

LEVÉE DE BOUCLIERS : French Turkish

silahlı ayaklanma, kazan kaldırma, başkaldırma

LEXICAL : French Turkish

sözlüksel

LEXICOGRAPHE : French Turkish

[le] sözlükçü