Multilingual Turkish Dictionary French

MELON D'EAU : French Turkish

karpuz

MELON DE MER : French Turkish

denizkestanesi

MELONGÈNE : French Turkish

[la] patlıcan

MEMBRANE : French Turkish

[la] zar

MEMBRANE DU TYMPAN : French Turkish

kulakzarı

MEMBRANEUX : French Turkish

zarsı

MEMBRE : French Turkish

"[le] kol veya bacak; üye "

MEMBRE VIRIL : French Turkish

erkeklik organı

MEMBRE À VIE : French Turkish

ömür boyu üye

MEMBRES INFÉRIEURS : French Turkish

acaklar

MEMBRES SUPÉRIEURS : French Turkish

kollar

MENACE : French Turkish

"[la] korkutma, tehdit; gözdağı "

MENACER : French Turkish

korkutmak, tehdit etmek

MENAÇANT : French Turkish

tehdit edici, korkutucu

MENDIANT : French Turkish

[le] [la] dilenci

MENDICITÉ : French Turkish

[la] dilencilik

MENDIER : French Turkish

"dilenmek; dilenir gibi istemek"

MENER : French Turkish

"yol göstermek; götürmek; ulaştırmak; yönetmek; sürmek, geçirmek "

MENER BIEN SA BARQUE : French Turkish

işini iyi yürütmek

MENER LA VIE DURE À QN : French Turkish

hayatı zindan etmek

MENER QCH À BONNE FIN : French Turkish

iyi bir sonuca vardırmak, başarıya ulaştırmak

MENER QN TAMBOUR BATTANT : French Turkish

"sert davranmak; nefes aldırmamak "

MENER À BONNE FIN : French Turkish

iyi bir sonuca vardırmak

MENER À LA BAGUETTE : French Turkish

sertlikle yönetmek

MENEUR : French Turkish

"[le] [la] kılavuz; elebaşı, önder, lider "