Multilingual Turkish Dictionary French

POUSSE-POUSSE : French Turkish

[le] çekçek arabası

POUSSER : French Turkish

"itmek; ileri sürmek, götürmek; meydana getirmek; dürtmek; canlandırmak; (inilti\\çığlık vb) çıkarmak, koparmak; çıkmak "

POUSSER QN À LA DÉPENSE : French Turkish

masrafa sokmak

POUSSER À BOUT : French Turkish

sabrını tüketmek

POUSSER À L'EXTRÉMITÉS : French Turkish

sabrını taşırmak

POUSSER À LA ROUE : French Turkish

yardım etmek

POUSSETTE : French Turkish

[la] çocuk arabası

POUSSIER : French Turkish

[le] kömür tozu

POUSSIF : French Turkish

tıknefes

POUSSIN : French Turkish

[le] civciv

POUSSIÈRE : French Turkish

[la] toprak tozu

POUSSIÉREUX : French Turkish

"tozumsu; tozlu"

POUSSOIR : French Turkish

[le] zil\\elektrik düğmesi

POUSSÉE : French Turkish

"[la] itiş, itme; zorlama; fışkırma; birden yükselme; (hastalık) birden dökme"

POUTRE : French Turkish

[la] mertek, kalas, kiriş

POUTRELLE : French Turkish

[la] küçük mertek, kiriş

POUVOIR : French Turkish

ebilmek,
abilmek

POUVOIR D'ACHAT : French Turkish

alım gücü, satın alma gücü

POUVOIR EXÉCUTIF : French Turkish

yürütme gücü, icra kuvveti

POUVOIR JUDICIAIRE : French Turkish

yargı yetkisi

POUVOIR LÉGIFLATIF : French Turkish

yasama gücü

POUVOIR LÉGISLATIF : French Turkish

yasama kuvveti

POUVOIR SUPRÊME : French Turkish

egemenlik

POÈME : French Turkish

"[le] şiir; koşuk, manzume"

POÈTE : French Turkish

[le] ozan, şair