Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
ZUNEHMEN : German Turkish

l. artmak, cogalmak, büyümek
(an Gewicht) kilo almak; et can tutmak; agirlasmak
(an Intensität) fazialasmak, ziyadelesmek
(sich herausmachen) gelismek; acilip ilerlemek; inkisaf etm.
(dick werden) yag baglamak; sismanlamak
(beim Stricken) ilmiklerin sayisim artirmak
(an Alter) yasi ilerlemek; Der Junge hat in e-m Monat recht schön zugenommen. (yOCuk bir ayda epeyce toplamis.
d artan, büyüyen, fazialasan; (Adv.) gittikce; gide gide;
c Geschwindigkeit gittikce artan sürat;
er Mond büyüyen ay

ZUNEIGEN : German Turkish

l. meyletmek. egilmek
(zu et.) meyletmek, eginmek, temayül göstermek; sich dem Ende ^ sonuna yaklasmak; zugeneigt: — sein (j-m) b-ni sevmek ^ung/
meyil, temayül, sempati, atlfet, eginim
(Mitgefühl) duygudaslik. halasinalik
(Liebe) muhabbet, sevgi;
s ^ gewinnen b-nin gönlünü celmek (od. aviamak); gönül ismdirmak; ~ zu j-m fassen b-ni sevmege baslamak; b-ne ismmak

ZUNFT : German Turkish

lonca; esnaf loncas«

ZUNGE : German Turkish

l. a. techn. dil
techn. a. kulak
(Sprache) dil, lisan
(See2) zo. dilbaligi; e-e scharfe (od. spitze) ^ haben dili uzun (od. keskin) olm.; belegte ^ pasli dil; die ^ herausstrecken dilini disan cikarmak; et. auf de, ^ haben (et. sagen wollen) diyesi gelmek; dilinin ucunda olm.; söyleyebilecekken bir türlü söyleyememek; j-m auf der — liegen (od. schweben) l. (es aber nicht aussprechen) dilin ucuna gelmek
(aber nicht deutlich erinnerlich sein) dilinin ucunda olm.; seine ~ Im Zaum halten dilini kisa tutmak; sich auf die — beißen dilini isirmak; mit schwerer ~ dili agir; Ich bringe es nicht über die ~. Söylemege agzim yok

ZUNGENBAND : German Turkish

-bändchen n an. dilalti bagi
bein n dil kemi^i
belag m dil pasi
brecher m sasirtmaca, teker-leme. yaniltma(;
entzündung / med. dil iltihabi; glosit
fehler m dil anzasi Qfertig cerbezeli
fertigkeit / cerbeze 9förmig dil seklinde
halter n med. dilbasan
lähmung/ med. dil felci
laut m phon. dil sesi
spitze/dil ucu

ZUNICHTE : German Turkish

: — machen akamete ugratmak; yok etm., mahvet-mek; bosa cikarmak; neticesiz kilmak ^ werden akamete ugramak; mahvolmak; bosa cikmak; gürlemek

ZUNICKEN : German Turkish

asini sallamak; basiyle isaret etm

ZUNUTZE : German Turkish

: sich et. ^ machen bsden istifade etm

ZUNÄCHST : German Turkish

l. (Präp. m. Dat.) en yakmmda
(Adv.) (vor allem) her seyden evvel; ilk olarak
(vorläufig) simdilik, muvakkaten
(erstens) evvelä, ilk olarak; ^ einmal iptida; ilk önce; ilk a^izdan zunageln civilemtk, mihlamak zunähen dikmek; (Loch) gözcmek Zunahme / artma, cogalma, tezayüt; (starke) siklasma, fazialik

ZUNÄHEN : German Turkish

dikmek; (Loch) gözemek

ZUOBERST : German Turkish

en üstte; das Unterste — kehren altini üstüne getirmek

ZUORDNEN : German Turkish

aglamak, koordone etm. 2ung/
koordinasyon
phil. tekabül, uygu

ZUPACKEN : German Turkish

s. zugreifen

ZUPAß : German Turkish

: ~ kommen (j-m) l. i^ine gelmek
(pünktlich) tarn zamaninda gelmek; Die Sache ist mir sehr ^ gekommen. Bu is bana cok uygun düstü

ZUPFEN : German Turkish

l. hafifce cekmek
mus. (bei Pizzjkato) cektirmek
(Scharpie)//-, tiftik tiftik etm.
(am Ärmel) kolundan cekmek ^ge^ge / s. Gitarre, ^geigen.hansl m (Wandervogel) ismindeki genclik teskiläti icin derlenen sarkilar Sinstrument n mus. mizrak veya parmakla calinan saz; cekme calgi 21einwand / keten tiftigi

ZUPFROPFEN : German Turkish

mantaria tikamak; mantarlamak

ZUPRESSEN : German Turkish

sikarak kapamak

ZUPROSTEN : German Turkish

(j-m b-nin sihhatine icmek

ZUR : German Turkish

zu der

ZURATEN : German Turkish

tavsiye etm.; auf sein ° hin tavsiyesi üzerine

ZURAUNEN : German Turkish

(j-m et.) kulagma fisildamak

ZURECHNEN : German Turkish

l. üstüne saymak; hesaba iiäve etm.
(beimessen) isnat etm., atfetmek; üzerine atmak
(zu e-r Gruppe) arasmda saymak
ungs.fähigyur. temyiz kudreti-ne sahip; ayirtim güclüsü Qungs.fähigkeit / temyiz kudreti; cezaT ehliyet

ZURECHT : German Turkish

muntazam, tertipli, dogru. hazir, yolunda, zamaninda

ZURECHTBIEGEN : German Turkish

l. egerek dogrultmak
fig. F bir meseleyi yoluna koymak

ZURECHTBRINGEN : German Turkish

l. tanzim, tertip etm.; yoluna koymak
(bewerkstelligen) becermck, basarmak