Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
ABFALLKASTEN : German Turkish

m cöp kutusu
korb m cöplük
produkt n ikinci simf mahsul
Späne pl. yonga
Stoff m med. deset-Verwertung / süpriintülerin degerlendirilmesi

ABFANGEN : German Turkish

l. yakalamak, tevkif etm.
(Briefe, Schiff) zaptetmek
(ßrc/i.; Bergwerk) desteklemek; payanda vurmak
mil. (z.B. Durchbruchsversuch) yarmayi durdurmak
(Flugzeug) bas asaäl dalistan sonra yatiy duruma dönmek

ABFASEN : German Turkish

techn. s. abkanten

ABFASERN : German Turkish

inir. s. ausfasern; (tr.) (Bohnen usw.) ayiklamak sich ~ tiftik tiftik olm

ABFAULEN : German Turkish

cürüp dökülmek

ABFEGEN : German Turkish

süpürmek

ABFEILEN : German Turkish

l. (Unebenheiten) pürüzlerini egelemek, törpüle-mek
ege ile kesmek

ABFEILSCHEN : German Turkish

pazarlikla almak

ABFEIMEN : German Turkish

s. abschäumen; s.a. abgefeimt

ABFERTIGEN : German Turkish

l. (Waren) yollama muamelesini yapmak
(am Schalter) muamele (hizmet) etm.
(allg.) islem yapmak
(grob, kurz) savmak; hortzort etm

ABFERTIGUNG : German Turkish

f l. yolla(n)ma
muamele

ABFERTIGUNGSSTELLE : German Turkish

f (bei e-r Behörde) masa

ABFETTEN : German Turkish

leke birakmak

ABFEUERN : German Turkish

ateslemek, ates etm., atmak, silähmi hosaltmak, tetik düsürmek;&/eucrt( zwei Schüsse ab. Iki el kursun sikti

ABFILTRIEREN : German Turkish

s. abseihen

ABFINDEN : German Turkish

(j-n m. et.) l. (zufriedenstelien) b-ni bsle tatmin (memnun) etm.; gönlünü yapmak
(Ansprüche) hak-kini ödemek
(entschädigen) tazminat vermek
pej. s. abspeisen: sich ~ l. (m. seinem Los) tevekkül etm.
(m. j-m) uyusmak, uzlasmak, anlasmak, itiläf etm.
(allg.) iktifa etm., kanaat etm., katlanmak; bse razi olmak; alismak 2ungs.summe / l. (Entschädigung) tazminat akcesi; ikramiye
(Schweigegeld) hakki süküt, sus payi, susturma parasi
fr. ciraklik

ABFISCHEN : German Turkish

l. (Teich) bir gölün bütiin baliklanm tutmak
(nach et.) bucak bucak aramak

ABFLACHEN : German Turkish

düzlestirmek, yassilastirmak, yassiltmak; sich ~ yassil(as)mak °ung /yassilik

ABFLAUEN : German Turkish

intr. l. (Wind) hafiflemek, dinmek, kalmak
fig. tavsamak, gevsemek, azalmak, inmek. Es sieht nicht so aus, als ob der Sturm abflauen wollte. Firtina kalacaga benzemiyor

ABFLIEGEN : German Turkish

intr. l. ucup gitmek
(Flugzeug) hareket etm., havalanmak, gitmek
(P.) ucakla hareket etm

ABFLIEßEN : German Turkish

(Geschehnis) cereyan etm., gecmek
(Sport) Start yapmak
(Uhr) a) (wörtl.) durmak b)/ig. son saati calmak
(Frist) a) dolmak; günü gelmek b) (sterben müssen) günü dolmak; vaktüsaati gelmek
a) (gut, schlecht) bitmek, nihayctlenmek,neticelenmek b) (enden) hitam bulmak; dolmak, sonuclanmak
(Film) gösteril-mek ~ lassen (Schiff) (kizaktan) suya indirmek; Des habe ich mir längst an den Schuhsolilen abgelaufen. F Bunu ben hanidir biliyorum. Die Zeit ist abgelaufen. Vakit (od. müddeti) tamam oldu. abgelaufener Pa3 miiddeti dolmus pasaport
geriist n (für Minen usw.) mit. kayma sasisi
Schlitten m (beim Stapellauf) kizak dosegi

ABFLUG : German Turkish

m ucakla hareket; ucus, hareket, kalkis, gidis

ABFLUß : German Turkish

m l. (disan) akma
(des Geschehens) gecme
(von Geld) azalma
med. akinti
(Kanal) lagim, mecra, kanal
graben m su yolu; ark; akinti hendegi
hahn m su akitan musluk
menge / disan akan miktar; debi
röhr n l. akac; suyu disan akitan boru; klink (borusu); mecra, avgm
(im Abort) kubur
(im Staudamm) cirmk

ABFOLGE : German Turkish

sira, dizi, silsile, teselsül, teakup

ABFORDERN : German Turkish

(j-m et.) istemek, taiep etm