Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
ABLAUTEN : German Turkish

intr. kok seslisi degismek

ABLAß : German Turkish

in l. rel. giinah cikarma; papanm affi
(des Was-sers) suyun saliverilmesi
// tarh, tenzil, iskonto; ohlie~ fasilasiz, mütemadiyen

ABLAßHAHN : German Turkish

in techn. bosaltma muslugu

ABLECKEN : German Turkish

yalamak; sich üie Zunge nach et. ~ ßg. hnsla aserercesine tadma bakmak

ABLEDERN : German Turkish

l. (Hühner usw.) tüyünü koparmak; yolmak
yay koymak
(elastisch sein) elastiki (esnek) olm. °ung / lechn. amortisman

ABLEGEKASTEN : German Turkish

m kägltlik

ABLEGEN : German Turkish

l. çıkarmak, bırakmak, bir yere koymak
(Gewohnheit) terk etm.; yakasını bsden kurtarmak
(Eid) yemin etm.
(Prüfung, Rechenschaft) imtihan, hesap vermek
(Zeugnis) şahadette bulunmak; tanıklık etm.
(Akten) dosyaya, klasore gecirmek
(Gelübde) adamak, nezretmek
(Kleider) a) cikarmak, degismek b) (nicht mehr tragen) artik kullanmamak; atmak
naut.sahilden hareket etm.
(Fehler) bir hatasini düzeltmek
(die Maske) yig.maskeyi çıkarmak
Ka. ekarte etm.
(c-e Probe seines Könnens) liyakatini göstermek
(Trauer) matemden çıkmak
(Geständnis) suçunu itiraf etm.; abgelegt:
e Kleider pl. kullanilmis elbise;
e Karten pl. Ka. iskarta °er m l. agr, topraga daldinlan dal; daldirma
(Filiale) şube

ABLEHNEN : German Turkish

l. reddetmek, kabul etmemek, refüze etm., bsden imtina etm.
(dankend) mazeret beyan etm.
(verwer-fen) yabana atmak
end menfi –e Kommentare pl. menfi tefsirler; e-e
e Hallung einnehmen buz kesilmek °ung/ l. ret
(kokette) nagme;
(Haltung) menfilik, imtina ~ des Richters reddihäkim; häkimin reddi

ABLEIERN : German Turkish

hep ayni tonda ve cansikici bir sekilde okumak, söylemek; bir terane tutturmak; s.a. abgeleiert

ABLEISTEN : German Turkish

l. memuriyet, askerlik müddetini doldurmak
(Eid) yemin etmek

ABLEITEN : German Turkish

l. hedefinden cevirmek
(FluB) irmaga baska bir istikamet vermek; yatagini degistirmek
gr. cikarmak, istikak ettirmek, türetmek
(Ergebnis) netice istidläl etm.; sonuc cikarmak
(seine Herkunft von
.. ~) b-nin neslinden olm.
math. müstakkini almak; türetmek; sich ~ (aus, von) l. bsden cikmak, gelmek
(Wort) türe(til)mek; abgeleitetes Wort türev °ung/ l. gr. istikak, türem, türetme
math. müstak, türev;
en pl. von dem gleichen Grundwort ayni kokten türemis kelimeler~ungs.angrin1 m mit. sasirtma taarruzu ~ungs.strom m phys. kol akimi; müstak cereyan 2ungs.verlust m techn. akitma zayiati (ad. fircsi)

ABLENKEN : German Turkish

l. yolundan cevirmek; saptirmak; istikametini degistirmek
(Lichtstrahlen) inhiraf ettirmek
(Auf-merksamkeit) oyalamak; nazan dikkatin cevrilmesine sebep olm.; avundurmak
(Verdacht) kaldirmak; k-den celerek baskasma cevirmek
(z.B. zur Ecke) Fb. celmek
(von e-m Thema) lakirdi kanstirmak; abgelenkt zihni dasinik °ung / l. (des Lichtes) inkisar, kirilma
(Zer-streuung) egienme, oyala(n)ma, distraksyon ^ungs.kratt/ inhiraf kuvveti "ungs.manöver n a.mil. oyalama hare-keti; sasirtma manevrasi "ungs.Winkel m inhiraf acisi

ABLEPSIE : German Turkish

l. (Eilindheit) körlük
(Blödheit) hamakat
(Verblendling) fikirsizlik, gözbagl

ABLESEN : German Turkish

l. (Raupen) ayiklamak
(vom Blatt) käglttan,yüzünden okumak
(abschreiben) gizlice okuyarak kopya etm.
(j-m et. an den Augen) a) (Eigenschaft) bs b-nin yüzünden akmak; bsi b-nin yüzünden okumak; bs gözlerinden, suratindan belli olm. b) (Wunsch) ifade edilmemis bir arzuyu derhal yerine getirmek c) (Wut) agiz buriin birbirine kansmak; Man kann ihm die Ehrlich-keit am Gesicht ~. Kalbinin temizligi cehresine vurmus; j-m jeden Wunsch an den Augen ~ bir dedigini iki etme-mek; Inissüdiyle beslemek, Man kann ihm schon am Ge-sicht ~, was für ein Mensch das ist. Yüzü ne adam oldugunu söylüyor. Ne adam oldugu yüzünden belli

ABLEUCHTEN : German Turkish

isik (lamba, projektör) ile aramak

ABLEUGNEN : German Turkish

l. (bestreiten) inkär etm., yadsimak
(demen-tieren) tekzip etm., yalanlamak

ABLICHTEN : German Turkish

esimjod. foto) cekmek

ABLIEFERN : German Turkish

teslim etm., vermek

ABLIEGEN : German Turkish

l. (weit) bir yerden uzak bulunmak
(Wein, Obst) durarak olgunlasmak
(vom Thema) hi( bir ilisigi olmamak; s.a. abgelegen

ABLISTEN : German Turkish

(j-m et.) hile ile elde etm.; punduna getirerek apartmak

ABLOCKEN : German Turkish

(j-m et.) l. yaltaklanarak elde etm.
(Geheimnis) sir calmak

ABLOHNEN : German Turkish

; ablöhnen l. hakki olan ücretini Odernek
(unter Auszahlung des Lohnes entlassen) parasim verip isten cikarmak, yol vermek

ABLOTEN : German Turkish

l. sakul cekmek, tutmak; sakullemek
(Meeres-stelle) iskandil etm

ABLUCHSEN : German Turkish

(j-m et.) F hile ile elde etm., V: kafeslemek; takke kapmak; kazunak

ABLUTSCHEN : German Turkish

emerek kaldirmak