Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
GERMER : German Turkish

m bot. l. (schwarzer) siyah boynuz otu; kara cöp-leme
(weißer) dokuz tepeli; akcöpleme

GERN : German Turkish

(e) l. memnuniyetle; seve seve; bonkör; gönül hoslugiyle (od. nzasiyle); istiye istiye
(oft) ekseriya, siksik; Sehr —/ (als Antwort) Hayhay! Bas üstüne! Basimia beraber! Bas göz üstüne! ^ gewährt helälinden; ~ haben (tun, mögen, essen, trinken) bsi sevmek, begen-mek; bsden hoslanmak, hazzetmek; sich (od. einander) ^ haben sevismek; überall ^ gesehen her tarafta hüsnüka-bul gören; Ich möchte ^ wissen, ob
.. (olup olmadigmi) bilmek isterdim; ^ geschehen! Estagfurullahl Bir sey degill Feda olsun! Wie ^ wäre ich dort gewesen! Orada bulunmu? olmayi ne kadar isterdim l Er kann mich ^ haben! Bana viz gelir! V Oötümü (od. kicimi) yesin!

GERNEGROß : German Turkish

m biiyüklük tnslayan (od. budalasi); der kleine^ kücük köyün büyük agasi

GERSTE : German Turkish

ot. arpa
n.graupen pl. kabaca kirilmis arpa
n.grütze / arpa bulguru
n.korn n l. arpa tanesi
med. arpacik, itdirsegi
n.spelcher m arpalik

GERTE : German Turkish

ince agac dah; degnek, cubuk 9n.schlank cok narin

GERUCH : German Turkish

m l. koku
s.
s.sinn
(angenehmer) rayiha, itir
(unangenehmer) pis koku, ufunet
ßg. söhret; im ^ der Heiligkeit stehend kerametli; in keinem guten ~ stehen ßg. adi kötüye cikmak °\\os kokusuz, rayihasiz
s.nerv m koklama siniri
s.organ n koklama orgam
s.sinn m kok-lam, samme
s. vermögen n koku alma kabiliyeti

GERUHEN : German Turkish

uyurmak, tenezzül etm

GERUHIG : German Turkish

ahat rahat; telässiz
sam s.
ig; Ich wünsche e-e
e Nacht! Allah rahathk versini Oeceniz hayirli olsun I

GERUMPEL : German Turkish

n kink dökük esya; pilipirti, söküntü; hirti pirti; hasir eskiler; eski püskü esya; hum. müzelik

GERUNDIUM : German Turkish

n gr. ulac; rabit siygasi; bag-fnl; sila siygasi; hal rabitasi; ^ auf
ip atlf rabitasi

GERÄT : German Turkish

n l. alet, makine, cihaz, aparey, aparat
(Rundfunk) radyo makinesi
(Material) malzeme, levazim
(Handwerkzeug) avadanlik •e.lager n malzeme deposu
e.schrank m alet sandi^i

GERÄTETURNEN : German Turkish

n aletli (aracli) jimnastik

GERÄUMIG : German Turkish

genis, väsi, vüsatli;
es Zimmer ferah bir oda ^keit/genislik, vüsat, ferahlik

GERÄUSCH : German Turkish

n ses, sada, patirdi, gürültü 91os sessiz, patirdisiz, samatasiz; Er verschwand ~. Tin tin uzaklasti.
losigkeit/ sessizlik ^voll patirdili, gürültülü, samatali, kütürdülü; (essen) hapir hupur; (trinken) höpürdete höpürdete

GERÄUSPER : German Turkish

n hafif öksürme

GERÖCHEL : German Turkish

n harhara, hiniti

GERÖLL : German Turkish

n l. (Kiesel) yassi cakil
(an e-m Berg) kaysat, döküntü; mevaddi müteheyyile; ebull
(Bauschutt) moloz

GERÜCHT : German Turkish

n sayia, söylenti, rivayet, sizinti; Es geht das ^, daß
.. söyleniyor ki; rivayet ediliyor ki;
e ausstreuen sayialar ucurmak; sayia tellalligi etm.; Es ist ein ^ im Gang. Ortalikta bir söz dolaslyor. Bir rivayet ortaya atlidi. nach den in den letzten Tagen umlaufenden
en son günlerde deveran eden rivayetlere nazaran
e.verbreiter m sayiaci °welse bir rivayete göre

GERÜST : German Turkish

n l. iskele, cati, kerevet
fig. (Entwurf) kabataslak, öntaslak; ein ^ anbringen iskele kurmak
bau m iskele yapisi

GERÜTTEL : German Turkish

n mütemadiyen sars(il)ma; sarsinti

GES : German Turkish

; Ges n mus. sol bemol

GES-DUR : German Turkish

n mus. sol bemol majör

GES-MOLL : German Turkish

n mus. sol bemol minör

GESAMT : German Turkish

ütün, umum?, tekmil, cümle, käffe, toplu, mecmu; heyeti umumiye; topyekün

GESAMTANSICHT : German Turkish

umumt manzara; panoramik görünüs (bzw. resim)