Turkish To Turkish
KÜRUR-U A'VAM : Turkish Risale
Senelerin birbirini takib etmesi. Yılların ard arda geçmesi
KÜRUZ : Turkish Risale
Dühul etmek, girmek, dâhil olmak. * Bir kimseye ilticâ etmek, sığınmak
KÜRUŞ : Turkish Risale
(Keriş. C.) İşkembeler
KÜRZ : Turkish Risale
(C: Karaze) Çan. * Dağarcık, torba
KÜRÜK : Turkish Risale
f. Deve yavrusu
KÜRİZ : Turkish Risale
f. Hizmetkâr, hâdim, hademe
KÜRİZÎ : Turkish Risale
f. Beli bükük ve sefil ihtiyar
KÜS' : Turkish Risale
Tâbi olmak, ittiba etmek, uymak
KÜSAHA : Turkish Risale
Süprüntü
KÜSBE : Turkish Risale
Yağı veya suyu çıkartılmış her çeşit nebâti artıklar. Yağ posası
KÜSBÜRE : Turkish Risale
Kanbel otu
KÜSEYRA : Turkish Risale
Bir dikenli ağacın zamkı
KÜSEYRE : Turkish Risale
Hurma koruğu
KÜSFÜRE : Turkish Risale
Kanbel otunun tohumu
KÜSR : Turkish Risale
Çok mal
KÜSSAB : Turkish Risale
Küçük ok
KÜSSAR(E) : Turkish Risale
Kırılan şeyin parçaları
KÜSSE : Turkish Risale
Kaba sakal
KÜSTERDE : Turkish Risale
f. Döşenmiş, yayılmış
KÜSTİC : Turkish Risale
(C.: Kesticât) Mecusiler kuşağı
KÜSUD : Turkish Risale
Çekilme, vaz geçme. Ric'at. Gayeye varmadan geri dönme
KÜSUF : Turkish Risale
Güneş tutulması. Ay'ın, dünya ile güneş arasına gelerek dünya üzerinde gölge yapması. * Mc: Birisinin felâketli hâlinde çok teessür göstermesi hâli.(Güneşin ve ayın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları denilen iki ibâdet-i mahsusanın vakitleridir. Yâni gece ve gündüzün nurani âyetlerinin nikaplanmasıyla bir azamet-i İlâhiyeyi ilâna medar olduğundan, Cenâb-ı Hak ibâdını o vakitte bir nevi ibâdete davet eder. Yoksa o namaz, (Açılması ve ne kadar devam etmesi, müneccim hesabiyle muayyen olan) ay ve güneşin husuf ve küsuflarının inkişafları için değildir. Aynı onun gibi, yağmursuzluk dahi, yağmur namazının vaktidir. Ve beliyyelerin istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu, bazı duaların evkat-ı mahsusalarıdır ki; insan o vakitlerde aczini anlar, dua ile, niyaz ile Kadir-i Mutlakın dergâhına iltica eder... Eğer dua, çok edildiği halde, beliyyeler def olunmazsa; denilmiyecek ki: "Dua kabul olmadı." Belki denilecek ki: "Duanın vakti, kaza olmadı." Eğer Cenâb-ı Hak, fazl ve keremiyle belâyı ref etse; nurun alâ nur.. o vakit dua vakti biter, kazâ olur. Demek dua, bir sırr-ı ubudiyettir. S.)
KÜSUF-U CÜZ'Î : Turkish Risale
Güneşin bir kısmının tutulması
KÜSUF-U KÜLLÎ : Turkish Risale
Güneşin tamamının tutulması
KÜSUL : Turkish Risale
Tembel, uyuşuk, gevşek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani