Turkish
ŞÜRSE : Ottoman Turkish
Papuç. Nâlin. Ayakkabı
ŞÜRSUF : Ottoman Turkish
(C.: Şerasif) İyeği kemiğinin yumuşak kısmı
ŞÜRTA : Ottoman Turkish
(C.: Şurat-Şuratâ) Malı mülkü ile tanınan meşhur bir kimse. * Askerin önünde yürüyüp düşman ile evvel cenk eden taife. Öncü kuvvet
ŞÜRU' : Ottoman Turkish
Başlamak. (Bak: şuru')
ŞÜRUH : Ottoman Turkish
(Şerh. C.) Şerhler, açıklamalar
ŞÜRUK : Ottoman Turkish
Tulu' etmek, doğmak
ŞÜRUR : Ottoman Turkish
(şerr. C.) şerler. Kötülükler
ŞÜRUT : Ottoman Turkish
(Bak: şurut)
ŞÜRŞUR : Ottoman Turkish
Yund kuşu dedikleri kuş
ŞÜS : Ottoman Turkish
f. Akciğer
ŞÜST : Ottoman Turkish
f. Yıkama
ŞÜSTE : Ottoman Turkish
f. Yıkanmış
ŞÜSU' : Ottoman Turkish
Uzak olma. * Ayakkabıya kayış tasma takma
ŞÜSUB : Ottoman Turkish
Atın ince ve zayıf olması. * Şiddet
ŞÜTUM : Ottoman Turkish
(şetm. C.) Küfürler, sövmeler
ŞÜTUM-İ GALİZA : Ottoman Turkish
Galiz ve kaba küfürler
ŞÜTÜR : Ottoman Turkish
f. Deve
ŞÜTÜR GÜRBE : Ottoman Turkish
"f. ""Deve ile kedi""
İyilik fenalık; münasebetsiz, karışık; iyi ile kötü."
ŞÜTÜRBÂN : Ottoman Turkish
f. Deveci. Deve çobanı
ŞÜTÜRBÂR : Ottoman Turkish
f. Bir deve yükü kadar olan ağırlık
ŞÜTÜRDİL : Ottoman Turkish
f. Deve huylu, kinci, inatçı
ŞÜTÜRGÂV : Ottoman Turkish
f. Zürafa
ŞÜTÜRLEB : Ottoman Turkish
f. Deve dudaklı. Dudağı deve dudağı gibi sarkık olan kimse
ŞÜTÜRMÜRG : Ottoman Turkish
f. Devekuşu
ŞÜTÜRPÂ : Ottoman Turkish
f. Deve ayaklı. * Kekik otu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani