Turkish
Turkish
ŞIKZA' : Ottoman Turkish
Çok acıkmış tavşancıl
ŞIKŞAKA : Ottoman Turkish
(C.: Şekâşık) Devenin ağzında olan dağarcığı. (Ağzından çıkarıp kükretir.) * Zayıf, yaşlı kimse. * Uzun ince çubuk. * Ağzın çevresi
ŞIN : Ottoman Turkish
Kur'an alfabesinin onüçüncü harfi olup, ebcedî değeri 300'dür
ŞISB : Ottoman Turkish
(C.: şesâyib) şiddet. * Nasip
ŞITRE : Ottoman Turkish
Yarım, nısf
ŞADIRVAN : Ottoman Turkish
etrafı musluklu kubbeli çeşme
ŞAFAK : Ottoman Turkish
tan zamanı
ŞAHAB : Ottoman Turkish
gökteki ışıklı cisim
ŞAHBAZ : Ottoman Turkish
doğan kuşu, çevik, yiğit
ŞAHM : Ottoman Turkish
iç yağı
ŞAHMPÂRE : Ottoman Turkish
içyağı parçası
ŞAHS : Ottoman Turkish
şahıs, kişi, kimse
ŞAHSİYAT : Ottoman Turkish
kişilikler
ŞAHSİYET : Ottoman Turkish
kişilik
ŞAHSÎ : Ottoman Turkish
kişiyle ilgili
ŞAHSIMÂNEVÎ : Ottoman Turkish
insanların bir araya gelip oluşturdukları mânevî kişilik
ŞAHÂDET : Ottoman Turkish
şahitlik, Allah yolunda ölmek
ŞAHIS : Ottoman Turkish
kişi, kimse
ŞAİKA : Ottoman Turkish
şevk verici, isteklendirici
ŞAİRANE : Ottoman Turkish
şairce
ŞAKK : Ottoman Turkish
yarık, yarılma, yarma
ŞAKÎ : Ottoman Turkish
yol kesen, haydut
ŞAMAR : Ottoman Turkish
tokat
ŞAMME : Ottoman Turkish
koklama duyusu
ŞAP : Ottoman Turkish
tuza benzer bir madde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani