Multilingual Turkish Dictionary Turkish

GÖRÜNÜR : Turkish French

apparent/e

GÖRÜNÜR BİÇİMDE : Turkish French

visiblement

GÖRÜNÜR OLMAK : Turkish French

être en vue, se découvrir

GÖRÜNÜR YAPMAK : Turkish French

visualiser

GÖRÜNÜRDE : Turkish French

apparent/e

GÖRÜNÜRLÜK : Turkish French

visibilité [la]

GÖRÜNÜŞ : Turkish French

apparence [la], aspect [le], vue [la], dehors, décor [le], faciès [le], façon [la], forme [la], semblant [le]

GÖRÜNÜŞE ALDANMAK : Turkish French

mordre à l'hameçon

GÖRÜNÜŞE GÖRE : Turkish French

apparemment, en peinture, vraisemblablement

GÖRÜNÜŞE GÖRE DÜŞÜNMEK : Turkish French

conjecturer

GÖRÜNÜŞÜ KURTARMAK : Turkish French

sauver la face, sauver les apparences

GÖRÜR GÖRMEZ : Turkish French

à (la) première vue

GÖRÜŞ : Turkish French

vue [la], point de vue, avis [le], considération [la], idée [la], sens [le]

GÖRÜŞ ALANI : Turkish French

horizon [le], visibilité [la]

GÖRÜŞ AÇISI : Turkish French

angle [le], perspective [la], optique [la]

GÖRÜŞME : Turkish French

entrevue [la], interview [la], conversation [la], délibération [la], entretien [le], négociation [la], pourparlers

GÖRÜŞME YAPMAK : Turkish French

interviewer

GÖRÜŞMEK : Turkish French

se voir, discuter, s'entretenir, conférer, converser, délibérer, négocier, se retrouver, traiter

GÖRÜŞMEK ÜZERE! : Turkish French

à la prochaine!

GÖRÜŞÜRÜZ! : Turkish French

au plaisir (de vous revoir)!

GÖSTEREN : Turkish French

démonstratif/ive, déterminant/e

GÖSTERGE : Turkish French

indice [le], jauge [la], indicateur [le]

GÖSTERGE TABLOSU : Turkish French

tableu indicateur

GÖSTERGEBİLİM : Turkish French

sémiologie [la]

GÖSTERİ : Turkish French

démonstration [la], manifestation [la], spectacle [le]