Multilingual Turkish Dictionary Turkish

ÜVEY KIZ : Turkish French

elle-fille (belles-filles) [la]

ÜVEY KIZ KARDEŞ : Turkish French

demi-sìur [la]

ÜVEY OĞUL : Turkish French

eau-fils (beaux-fils) [le]

ÜVEZ : Turkish French

sorbe [la]

ÜVEZ AĞACI : Turkish French

sorbier [le], cormier [le]

ÜYE : Turkish French

"membre [le]; (kulüp) adhérent/e [le][la]"

ÜYE ALMAK : Turkish French

ecruter

ÜYE OLMAK : Turkish French

adhérer

ÜYELİK : Turkish French

adhésion [la], qualité de membre

ÜYESİ OLMAK : Turkish French

être membre de

ÜZENGİ : Turkish French

étrier [le]

ÜZENGİ KAYIŞI : Turkish French

étrivière [la]

ÜZENGİTAŞI : Turkish French

sommier [le]

ÜZERE : Turkish French

pour, en train de

ÜZERİ : Turkish French

dessus [le], surface [la]

ÜZERİNDE : Turkish French

sur, au-dessus de

ÜZERİNDE ANLAŞMAK : Turkish French

convenir de

ÜZERİNDE DURMAK : Turkish French

appuyer sur, insister sur, raisonner

ÜZERİNDE DURMAKSIZIN : Turkish French

en passant

ÜZERİNDE DURMAMAK : Turkish French

tourner la page

ÜZERİNDE DÜŞÜNMEK : Turkish French

se réfléchir à (sur)

ÜZERİNDE YÜRÜMEK : Turkish French

fouler

ÜZERİNDE ÇALIŞMAK : Turkish French

travailler à qch

ÜZERİNDEN : Turkish French

via

ÜZERİNDEN GEÇMEK : Turkish French

sillonner