Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
TECEMMU : Turkish Turkish Hukuk

Toplama; yığılma; birikme; önceden kararlaştırılmadan rastgele ve kamunun rahatını bozar biçimde toplanılması

TECEMMÜL : Turkish Turkish Hukuk

Süs, süsleme

TECENNÜN : Turkish Turkish Hukuk

Cinnet getirme, delirme

TECERRÜT : Turkish Turkish Hukuk

Soyunma, sıyrılma, elçekme

TECESSÜM : Turkish Turkish Hukuk

Cisimlenme, gözönüne gelme, belirme, görünme

TECESSÜS : Turkish Turkish Hukuk

Öğrenme merakı; araştırıp birşeyin gerçeğini bulma

TECEZZİ : Turkish Turkish Hukuk

Bölünme, doğranma, ufalma

TECHİL : Turkish Turkish Hukuk

Birinin cehaletini yüzüne vurma

TECRİB : Turkish Turkish Hukuk

Deneme

TECRİBE : Turkish Turkish Hukuk

Tecrübe

TECRİD : Turkish Turkish Hukuk

Soyutlama, arındırma, ayırma

TECRİM : Turkish Turkish Hukuk

Birini cezalandırma, birinden cerime alma

TECRİS : Turkish Turkish Hukuk

Hırsızlık veya yalan yere tanıklık yapan kimseyi halka ilan ve teşhir etme

TECVİD : Turkish Turkish Hukuk

Birşeyi güzel yapma; kuran'ı iyi okumayı öğreten kitap

TECVİZ : Turkish Turkish Hukuk

Cevaz verme, aciz görme

TECZİYE : Turkish Turkish Hukuk

Cezalandırma

TECİL : Turkish Turkish Hukuk

Erteleme

TECİLİ DÜYUN : Turkish Turkish Hukuk

Borçların ertelenmesi

TECİM : Turkish Turkish Hukuk

Ticaret

TECİMEVİ : Turkish Turkish Hukuk

Ticarethane

TED'P : Turkish Turkish Hukuk

Tersiye, uslandırma

TEDABİR : Turkish Turkish Hukuk

Tedbirler, önlemler

TEDABİR-İ KAZİBE : Turkish Turkish Hukuk

Sahte tedbirler

TEDAFÜ' : Turkish Turkish Hukuk

Biririni defetme, kendini savunma

TEDAHÜL : Turkish Turkish Hukuk

Birbirinin içine girme; ayrı ayrı hükmü bulunan hukuksal olayların bir araya gelmesi; çatışma