Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MASKELEME : Turkish Turkish

maskelemek eylemi

MASKELEMEK : Turkish Turkish

görünmemesini, tanınmamasını sağlamak, maske ile örtmek, alalamak, °kamufle etmek

MASKELEMEK : Turkish Turkish

gerçek görünüşünü saklamak, gizlemek

MASKELENME : Turkish Turkish

maskelenmek eylemi

MASKELENMEK : Turkish Turkish

maskelemek eylemi yapılmak ya da maskelemek eylemine konu olmak

MASKELİ : Turkish Turkish

maskesi olan, maskelenmiş: maskeli süvariler, arabanın yolunu kesmiş

MASKELİ : Turkish Turkish

davranış ve tutumunda gerçek kişiliğini saklayan, değişken kişi

MASKELİ BALO : Turkish Turkish

yüze maske takılarak gidilen balo

MASKESİ DÜŞMEK : Turkish Turkish

gerçek niteliği ortaya çıkmak

MASKESİZ : Turkish Turkish

maskesi olmayan

MASKESİZ : Turkish Turkish

davranış ve tutumunda gerçek kişiliğini saklamayan

MASKOT : Turkish Turkish

uğur getireceğine inanılan şey

MASKOT : Turkish Turkish

uğur sayılan kimse ya da hayvan

MAŞLAH : Turkish Turkish

tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü

MAŞLAH : Turkish Turkish

kimi varlıklı arapların giydiği ipekten harmani

MASLAHAT, -TI : Turkish Turkish

ış

MASLAHATGÜZAR : Turkish Turkish

ir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda ya da o ülkeye gelmesinden önce ona vekâlet eden diplomat, işgüder

MASLAHATGÜZARLIK : Turkish Turkish

maslahatgüzar olma durumu, maslahatgüzarın mesleği

MASLAHATGÜZARLIK : Turkish Turkish

maslahatgüzarın orunu, işgüderlik

MASLAK : Turkish Turkish

sürekli su akan boru

MASLAK : Turkish Turkish

suyolu üzerinde bulunan su haznesi

MASLAK : Turkish Turkish

üyük yalak

MASLUP : Turkish Turkish

asılmış , asılarak öldürülmüş (kimse)

MASMAVİ : Turkish Turkish

her yanı mavi, gömgök

MASON : Turkish Turkish

masonluk derneği üyesi, °farmason