Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MONOTEİST : Turkish Turkish

tektanrıcı

MONOTEİZM : Turkish Turkish

tektanrıcılık

MONOTİP : Turkish Turkish

harfleri ayrı ayrı dizip döken dizgi makinesi

MONOTON : Turkish Turkish

tekdüze, °yeknesak

MONOTON : Turkish Turkish

sıkıcı, durgun, donuk

MONOTONLAŞMAK : Turkish Turkish

monoton bir duruma gelmek, tekdüzeleşmek

MONOTONLUK : Turkish Turkish

tekdüzelik, °yeknesaklık

MONSENYÖR : Turkish Turkish

hıristiyan prenslerine verilen san

MONSENYÖR : Turkish Turkish

yüksek aşamalı din adamlarına verilen san

MONT : Turkish Turkish

kalçaların üst kısmına oturan bluzan spor çeket

MONTAFON : Turkish Turkish

avusturya kökenli, süt verimi yüksek sığır ırkı

MONTAJ : Turkish Turkish

ir düzenek, aygıt ya da eşyanın onu oluşturacak farklı öğelerini birleştirme, kurgu

MONTAJ : Turkish Turkish

değişik kaynaklardan alınan öğeleri bir bütün oluşturmak için uygun tekniklerle bir araya getirme, kurgu

MONTAJCI : Turkish Turkish

kurgucu: bilgisayarı uzman kişiler monte etsin

MONTAJCILIK : Turkish Turkish

kurguculuk

MONTE ETMEK : Turkish Turkish

kurmak

MONTGOMERİ : Turkish Turkish

mont

MONTÜR : Turkish Turkish

ir takıda taşların yerleştirilme biçimi

MÖNÜ : Turkish Turkish

yenecek yemeklerin listesi

MÖNÜ : Turkish Turkish

sofraya çıkarılacak yemeklerin tümü

MOR : Turkish Turkish

kırmızıyla mavinin karışmasından oluşan renk, menekşerenginin kırmızıya çalanı: nişan tuvaleti kırmızı değil mordu

MOR : Turkish Turkish

u renkte olan

MORAL : Turkish Turkish

kişinin ruhsal gücü, yürek gücü, içgücü, °maneviyat

MORAL EĞİTİMİ : Turkish Turkish

uhsal gücü, maneviyatı güçlendirme

MORAL VERMEK : Turkish Turkish

ir kimsenin ruhsal direnme gücünü artırmak, cesaretlendirmek, yüreklendirmek