Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MÜTETEBBİ : Turkish Turkish

ir konuyu dikkatle araştıran, irdeleyen, araştırıcı

MÜTEVAKKIF : Turkish Turkish

ir şeye bağlı olarak gerçekleşebilen

MÜTEVALİ : Turkish Turkish

art arda gelen, üst üste olan, ardışık

MÜTEVAZİ : Turkish Turkish

irbirine koşut olan, °paralel

MÜTEVAZI, -I : Turkish Turkish

alçakgönüllü

MÜTEVAZI, -I : Turkish Turkish

gösterişsiz, iddiasız

MÜTEVAZİN : Turkish Turkish

irbirine uyan, oranlı

MÜTEVECCİH : Turkish Turkish

ir yere gitmeye, bir şeyi yapmaya karar veren

MÜTEVECCİH : Turkish Turkish

yönelmiş

MÜTEVECCİHEN : Turkish Turkish

ir yere doğru gitmek üzere

MÜTEVECCİHEN : Turkish Turkish

ir şeyi yapmaya yönelmiş olarak

MÜTEVEFFA : Turkish Turkish

(ınsan için) ölmüş, ölü

MÜTEVEHHİM : Turkish Turkish

kuruntulu, °evhamlı

MÜTEVEHHİM : Turkish Turkish

korkak, ödlek

MÜTEVEKKİL : Turkish Turkish

her işini tanrı'ya ya da oluruna bırakmış, kadere boyun eğmiş

MÜTEVELLİ : Turkish Turkish

ir vakfın yönetimi kendisine verilmiş olan kimse

MÜTEVELLİ HEYETİ : Turkish Turkish

ir vakfın yönetimini üstlenen kurul

MÜTEVELLİT : Turkish Turkish

doğmuş, dünyaya gelmiş

MÜTEVELLİT : Turkish Turkish

meydana gelmiş, ileri gelmiş

MÜTEVERRİM : Turkish Turkish

veremli

MÜTEYAKKIZ : Turkish Turkish

uyanık, tetikte, sak

MÜTEZAYİT : Turkish Turkish

artan, çoğalan

MUTEZİLE : Turkish Turkish

kaderi yadsıyarak "kul, ettiklerinin yaratıcısıdır" diyen ve tanrı'nın sıfatları konusunda sünnet ehlinden ayrılan bir müslüman felsefesi

MUTFAK : Turkish Turkish

yemek pişirilen yer

MUTFAK : Turkish Turkish

yiyecekleri hazırlama sanatı