Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MUTMAİN : Turkish Turkish

ınanmış, gönlü kanmış, emin olan

MUTMAİN OLMAK : Turkish Turkish

inanmak, gönlü kanmak

MUTSUZ : Turkish Turkish

mutlu olmayan, °bedbaht

MUTSUZLAŞMA : Turkish Turkish

mutsuz duruma gelme

MUTSUZLAŞMAK : Turkish Turkish

mutsuz duruma gelmek

MUTSUZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

mutsuzlaşmasına neden olmak

MUTSUZLUK : Turkish Turkish

mutsuz olma durumu, °bedbahtlık

MUTTALİ, -İİ : Turkish Turkish

öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş

MUTTARİT : Turkish Turkish

düzenli, tekdüze

MUTTASIF : Turkish Turkish

nitelenmiş, nitelikli, °vasıflı

MUTTASIL : Turkish Turkish

itişik, yan yana olan

MUTTASIL : Turkish Turkish

(.'..) aralık vermeden, aralıksız, hiç durmadan, °biteviye

MÜTTEFİK, -KI : Turkish Turkish

aralarında anlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan(kimse ya da topluluk), bağlaşık

MÜTTEFİK, -KI : Turkish Turkish

aynı düşüncede olan

MÜTTEFİKAN : Turkish Turkish

elbirliğiyle, hep birlikte

MÜTTEFİKAN : Turkish Turkish

oybirliğiyle

MÜTTEHİDEN : Turkish Turkish

irlikte birlik olarak

MÜTTEHİT : Turkish Turkish

irlik durumuna gelmiş, birleşik, birlik olmuş

MUVACEHE : Turkish Turkish

yüzleşme, yüz yüze gelme

MUVACEHESİNDE : Turkish Turkish

karşısında, yüzüne karşı

MUVAFAKAT ETMEK : Turkish Turkish

uygun görmek, onamak, °kabul etmek

MUVAFAKAT, -Tİ : Turkish Turkish

uygun görme, onama, °kabul etme

MUVAFFAK : Turkish Turkish

aşarmış, başarılı (kimse)

MUVAFFAK : Turkish Turkish

aşarılmış, başarılı (iş)

MUVAFFAK OLMAK : Turkish Turkish

aşarmak, başarılı olmak; becermek