Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MUZAHERET, -Tİ : Turkish Turkish

destekleme, yardım etme, arka çıkma

MÜZAHERET, -Tİ : Turkish Turkish

yardım etme, arkalama, arka çıkma

MUZAHİR : Turkish Turkish

destekleyen, yardım eden, arka çıkan

MÜZAHİR : Turkish Turkish

arkalayan, arka çıkan, yardımcı

MÜZAHREFAT, -TI : Turkish Turkish

süprüntüler, pislik

MÜZAHREFAT, -TI : Turkish Turkish

yalanlar, saptırmalar

MÜZAKERAT, -TI : Turkish Turkish

ir konuyla ilgili konuşmalar, danışmalar, müzakereler

MÜZAKERE : Turkish Turkish

ir konuyla ilgili görüşme, danışma

MÜZAKERE : Turkish Turkish

sözlü sınav

MÜZAKERE : Turkish Turkish

etüt, °mütalaa

MÜZAKERE ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

ir konuyu görüşmek, konuşmak, oylaşmak

MÜZAKERE ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

sözlü sınav yapmak

MÜZAKERECİ : Turkish Turkish

öğrencileri çalıştıran kimse

MÜZAYAKA : Turkish Turkish

sıkıntı, darlık, parasızlık

MÜZAYEDE : Turkish Turkish

artırma, açıkartıma

MÜZE : Turkish Turkish

sanat ve bilim yapıtlarının ya da sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer ya da yapı

MÜZE GİBİ : Turkish Turkish

eski ve değerli eşyaları olan (yer): onun evi yaşanan bir ev, müze gibi değil

MÜZEBİLİM : Turkish Turkish

müzelerin düzenlenmesi, korunması ve sergilenmesiyle ilgili bilim dalı

MÜZEBİLİMCİ : Turkish Turkish

müzebilim uzmanı

MÜZEBZEP : Turkish Turkish

(yönetim için) bozuk

MÜZEBZEP : Turkish Turkish

çok karışık

MÜZECİ : Turkish Turkish

müze kuran ya da müzede çalışan kimse: osman hamdi bey, ilk müzecimizdir

MÜZECİLİK : Turkish Turkish

müze kurma ya da işletme işi

MÜZEHHEP : Turkish Turkish

altınsuyuna batırılmış olan

MÜZEHHEP : Turkish Turkish

yaldızla süslenmiş, yaldızlanmış