Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MÜZEKENT : Turkish Turkish

değerli anıt ve sanat yapıtları yönünden varsıl kent

MÜZEKKER : Turkish Turkish

eril

MÜZEKKERE : Turkish Turkish

ir iş için, herhangi bir üst makama yazılan yazı

MÜZEKKERE : Turkish Turkish

yargılama makamının, bir kararın yerine getirilmesi konusunda belli bir makama yazdığı yazı

MÜZELİK : Turkish Turkish

müzeye konulacak değerde ya da eskilikte olan

MÜZELİK : Turkish Turkish

eski, köhne (şey)

MÜZEVİR : Turkish Turkish

söz götürüp getiren, arabozan

MÜZEVİRLEME : Turkish Turkish

müzevirlemek eylemi

MÜZEVİRLEMEK : Turkish Turkish

irinin başkası aleyhine yaptıkları ya da söylediklerini, karşı tarafa iletmek, ara bozmak

MÜZEVİRLİK : Turkish Turkish

müzevir olma durumu

MÜZEVİRLİK ETMEK : Turkish Turkish

söz götürüp getirmek, ara bozmak

MÜZEYYEN : Turkish Turkish

süslenmiş, bezenmiş

MUZGİLLER : Turkish Turkish

sıcak bölgelerde yetişen, özellikle muzları içine alan birçenekliler familyası

MÜZİÇ : Turkish Turkish

unaltıcı, tedirgin edici, sıkıcı

MÜZİK : Turkish Turkish

duygu, düşünce ve imgeleri teksesli ya da çoksesli olarak anlatma sanatı,°musiki

MÜZİK : Turkish Turkish

u biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan yapıtların okunması ya da çalınması

MÜZİK TEDAVİSİ : Turkish Turkish

kimi sinir hastalarını müzikle sağaltma yöntemi, °müzikoterapi

MÜZİKAL : Turkish Turkish

müzikle ilgili

MÜZİKAL : Turkish Turkish

müzik eşliğinde sergilenen film ya da tiyatro oyunu

MÜZİKALİTE : Turkish Turkish

müzikle ilgili olma, müzikle yakınlığı bulunma, müziğe uygunluk

MÜZİKBİLİM : Turkish Turkish

müzik konularını, bilimsel yöntemlerle inceleyen bilim, °müzikoloji

MÜZİKBİLİMCİ : Turkish Turkish

müzikbilim alanında araştırmalar yapan bilgin ya da uzman, °müzikolog

MÜZİKÇİ : Turkish Turkish

müzik yapıtları yaratan, besteleyen ya da besteleri çalan kimse, °müzisyen

MÜZİKÇİ : Turkish Turkish

müzik öğretmeni

MÜZİKHOL : Turkish Turkish

fon müziğinden yararlanılarak eğlenceli, fantezi oyunların oynandığı yer