Turkish
NADAN : Turkish Turkish
nobran, kaba
NADANCA : Turkish Turkish
nadan (bir biçimde)
NADANLIK : Turkish Turkish
nadan olma durumu ya da nadanca davranış
NADAS : Turkish Turkish
tarlayı sürerek dinlenmeye bırakma
NADAS ETMEK : Turkish Turkish
ir tarlayı sürerek dinlenmeye bırakmak
NADASA BIRAKMAK ( YA DA NADASA YATIRMAK) : Turkish Turkish
tarlayı nadas etmek için ekmeyip bırakmak
NADASLIK : Turkish Turkish
nadas için ayrılmış
NADİDE : Turkish Turkish
az görülür, görülmedik, seyrek görülen, çok değerli
NADİM : Turkish Turkish
yaptığı bir davranıştan pişmanlık duyan, pişman
NADİM OLMAK : Turkish Turkish
pişman olmak
NADİR : Turkish Turkish
seyrek, az, az bulunur
NADİREN : Turkish Turkish
seyrek, seyrek olarak, pek az, binde bir
NAFAKA : Turkish Turkish
geçinmek için gerekli olan şeylerin tümü, geçimlik
NAFAKA : Turkish Turkish
irinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık
NAFAKA BAĞLAMAK : Turkish Turkish
(yasaca, bakılması zorunlu olan kişiye) mahkeme kararıyla evlat, koca gibi bir kimsenin, geçim parası vermesini, sağlamak
NAFAKALANMA : Turkish Turkish
nafakalanmak eylemi
NAFAKALANMAK : Turkish Turkish
geçimi sağlanmak
NAFİ, -İ : Turkish Turkish
yararlı; kazançlı
NAFIA : Turkish Turkish
ir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tümü, bayındırlık işleri
NAFİLE : Turkish Turkish
yararsız, boşa giden, boş, işe yaramayan
NAFİLE : Turkish Turkish
oşuna, boş yere
NAFİLE : Turkish Turkish
fazladan kılınan (namaz ya da tutulan oruç)
NAFİLE YERE : Turkish Turkish
oş yere, boşu boşuna
NAFİZ : Turkish Turkish
delip geçen
NAFİZ : Turkish Turkish
ıçe işleyen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani