Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ROBOTLUK : Turkish Turkish

obot gibi mekanik hareket etme durumu

RODA : Turkish Turkish

yöntemine uygun düzgün sarılmış halat yumağı

RODACI : Turkish Turkish

gemilerde halatları, balıkçı teknelerinde ağları roda eden gemici

RODEO : Turkish Turkish

ir binicinin yabanıl at ya da öküz üzerine binerek bu hayvanın üzerinde durabilmesine dayanan amerikan oyunu

RODYUM : Turkish Turkish

atom numarası 45, atom ağırlığı 102,9 olan, 1970 °c'de ergiyen, 12,33 yoğunluğunda, gümüşrenginde, sert, kırılgan bir element, simgesi rh

RÖFLE : Turkish Turkish

saçın doğal renginden bir ton açık ya da koyu saç tutamı

RÖFLE YAPMAK : Turkish Turkish

saçın kimi yerlerini bir ton açık ya da koyu yapmak

RÖGAR : Turkish Turkish

kanalizasyona bakım ve onarım için açılan zemin düzeyinde kapağı bulunan kuyu, pissu bacası

ROK : Turkish Turkish

santrançta şah kalelerden birinin yanına getirilerek, kaleninse şah üzerinden atlatılması biçiminde yapılan tek sayılan özel bir hamle

ROKA : Turkish Turkish

turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20 ile 40 santimetre yüksekliğinde, kokulu bir bitki (erucasativa)

ROKET, -Tİ : Turkish Turkish

atış sırasında mekanik olarak yön verilen, yörüngesinin başlangıcında özitmeli olarak yol alan ve daha sonra yalnız balistik yasalarına bağlı kalan mermi

ROKET, -Tİ : Turkish Turkish

ir çeşit füze

ROKETATAR : Turkish Turkish

özitmeli mermi atan, zırhlı araçlara karşı yakın savaş sırasında kullanılan hafif silah, bazuka

ROKETLİ : Turkish Turkish

oketi olan

ROKET-MOTOR : Turkish Turkish

ıtici

ROKFOR : Turkish Turkish

koyun sütünden yapılan, mahzenlerde olgunlaştırılan, içi küflü peynir

ROKOKO : Turkish Turkish

xviii. yüzyılın başında fransa'da çok geçerli olan, kavisli çizgileri bol, gösterişli bir bezeme biçimi

ROKOKO : Turkish Turkish

u biçimde olan

ROL ALMAK : Turkish Turkish

ir oyunda görev almak

ROL KESMEK : Turkish Turkish

yalan, uydurma söz söylemek ya da içten olmayan davranışlarda bulunmak

ROL OYNAMAK : Turkish Turkish

oyunda rol almak

ROL OYNAMAK : Turkish Turkish

(birinin bir işte) önemli etkisi olmak

ROL YAPMAK : Turkish Turkish

davranışlarında içtenlik bulunmamak

ROL, -LÜ : Turkish Turkish

ve sin. bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı

ROL, -LÜ : Turkish Turkish

ir işte bir kimse ya da şeyin üstüne düşen görev