Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
TABLAKÂR : Turkish Turkish

aşkasının adına gezerek satıcılık yapan kimse

TABLAKÂR : Turkish Turkish

üyük konaklarda mutfaktan yemek tablalarını götürüp getiren görevli

TABLALI : Turkish Turkish

tablası olan

TABLALI : Turkish Turkish

tepesi geniş ve daire biçiminde olan

TABLDOT, -TU : Turkish Turkish

lokanta ve otellerde belirli bir para karşılığında verilen birkaç kap yemek

TABLDOT, -TU : Turkish Turkish

irçok kişinin erzak sağlayıp kendilerine yemek pişirmek için kurdukları ortaklık

TABLEMSİ : Turkish Turkish

kristalleri tablete benzeyen (mineral)

TABLET, -Tİ : Turkish Turkish

düz ve yassı biçime konmuş yenecek ya da yutulacak madde

TABLET, -Tİ : Turkish Turkish

uygar budunlardan kalma, pişmiş ya da güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çiviyazısı ile metin yazılı belge

TABLO : Turkish Turkish

ez, tahta, kâğıt gibi maddeler üzerine yapılmış yağlıboya, suluboya, pastel ya da karakalem resim

TABLO : Turkish Turkish

irbiriyle olan ilgilerine göre düzenlenerek yazılmış şeylerin tümü

TABLO : Turkish Turkish

yaşanan, var olan olay ve olguların tümünün genel görünüşü, manzara

TABLO : Turkish Turkish

ir perdenin dekor değişikliğiyle belirlenen alt bölümü

TABU : Turkish Turkish

kutsal sayılan kimi insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinsel inanç

TABU : Turkish Turkish

yasaklanarak korunan (nesne, sözcük, davranış)

TABU : Turkish Turkish

tekinsiz

TABULAŞMAK : Turkish Turkish

tabu kabul edilmek, tabu gibi görülmek

TABULAŞTIRMA : Turkish Turkish

tabulaştırmak eylemi

TABULAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kimi insan, hayvan ya da nesneleri tabu durumuna getirmek

TABÜLATÖR : Turkish Turkish

yazı makinesinde, duruş yerlerini her satırda otomatik olarak bulmayı sağlayan düzenek

TABUR : Turkish Turkish

dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasında bulunan asker birliği

TABUR : Turkish Turkish

düzgün sıralar durumunda art arda dizilmiş insan topluluğu

TABURCU : Turkish Turkish

hastaneden çıkması kararlaştırılmış

TABURCU EDİLMEK : Turkish Turkish

hasta, iyileşerek, hastaneden çıkmak

TABURCU ETMEK : Turkish Turkish

(doktor) hastayı hastanedeki bakımla ilişiği kalmadığı için hastaneden çıkarmak