Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
EBVÂB-I SEMÂ : Turkish Risale

Semâ kapıları, gök kapıları.(
surenin
ve
âyetlerinin tefsirinden bir kısmıdır:"O fasl günü o gündür ki, sura üfürülür. Yani sur üfürülünce siz ölüler uykudan uyanır gibi uyanır kalkarsınız da, (sure: 17, âyet: 71 mantukunca) her ümmet imamıyla çağırılarak derhal alay alay, ümmet ümmet, cemaat cemaat mahşere gelirsiniz ve o sırada, semâ açılmıştır. Nizâm-ı âlem değişmiş; bugün kapalı, sağlam bir bina olan semâ fethedilmiş; (sure
69, âyet: 16 mazmununca inşikak edip yer yer açılmıştır da hep kapılar olmuştur. Her tarafı kapılardan ibaret gibi küşâd edilmiştir." E.T.)(
surenin
âyetinin meâlinden bir parça: "Şüphe yok o kimselere ki, küfre düştüler ve bizim vâzıh âyetlerimizi tekzib ettiler, onların birer âyet-i İlâhiye olduğunu kabul etmediler ve onlara karşı tekebbürde bulundular, onlara imandan ve muktezasıyla amel etmekten kaçındılar. Onlar için gök kapıları açılmaz, onların duaları, amelleri kabul edilmez veya onların ruhları oralara yükselemez. Ve deve, iğnenin deliğine girinceye kadar; öyle büyük bir cisim, o kadar dar bir yere girinceye kadar; öyle mümkün olmayan bir hâdisenin vukuuna değin, yani hiçbir zaman cennete giremiyeceklerdir. Onların Cennet'e girmeleri, böyle vukuu muhâl birşeye muallaktır, onlar ebediyyen Cehennem'de muazzeb olup duracaklardır." Ömer Nasuhi Bilmen)

EBYAN : Turkish Risale

Cömert, eli açık, muhtaçlara ve yoksullara yardım eden kimse. * Yemekten tiksinen kişi

EBYAT : Turkish Risale

(Beyt. C.) Beyitler. İki mısradan müteşekkil kısımlar

EBYAZ : Turkish Risale

Beyaz. Akça. Parlak. Daha parlak. Sefid olan

EBZ : Turkish Risale

Ürkme, korkma. Kaçma, kaçış. * Aniden, birdenbire ölmek

EBZA : Turkish Risale

Göğsü çıkık

EBZAH : Turkish Risale

Göğsü çıkık

EBZAR : Turkish Risale

(Bezr. C.) Yemeklere konulan baharat

EBZER : Turkish Risale

Üst dudağında sarkık derisi olan

EBZÜN : Turkish Risale

Küvet, banyo. * İçinde yıkanılabilinen küçük havuz

EBÛÜ : Turkish Risale

"İkrar ederim, sığınırım, itiraf ederim, tövbe ederim" mânasına fiildir

EBİ : Turkish Risale

(Bak: Ebu)

EBİ-L BENÂT : Turkish Risale

Kızların babası

EBİB : Turkish Risale

İri taneli yağmur

EBİH : Turkish Risale

Yüzünden örtüyü kaldırmayan tesettürlü kadın

EBİL : Turkish Risale

Nasârâ rahibi ve ekâbiri

EBİL-ÜL EBİLÎN : Turkish Risale

İsa Peygamber (Aleyhisselâm)

EBİYE : Turkish Risale

İmtinâ edici, çekinen kadın

ECAHİL : Turkish Risale

(Echel. C.) En cahil, daha bilgisiz olanlar

ECAMİRE : Turkish Risale

Taifeler, kabileler, kavimler

ECANİB : Turkish Risale

(Ecnebi. C.) Ecnebiler. Yabancılar

ECBE : Turkish Risale

Alnı geniş olan adam

ECC : Turkish Risale

(C.: İcâc) Devekuşu seğirtmek

ECCE : Turkish Risale

(C.: İcâc) Sıcak fazla olmak. * Karışmak

ECDA' : Turkish Risale

Burnu kesik olan kimse. * Kulağı, eli ve dudağı kesik kimse