Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
EDEBİYAT : Turkish Risale

Düşünce, duygu veya herhangi bir hakikatı veya herhangi bir fikri yazı veya sözle, manzum veya nesir halinde güzel şekilde ifâde san'atı. Bu san'atla uğraşan ilim kolu. * Edebiyata âit yazıları toplayan kitap.Edebiyatın sözlük anlamından biri de edebe, yani terbiyeye uygun söz söylemektir. Demek ki edebiyatçı edepli olmalı, edepsizce söz ve yazılar edebiyat olamaz.(Edebiyatta vardır üç meydan-ı cevelân; onlar içinde gezer, haricine çıkamaz: Ya aşkla hüsündür, ya hamâset ve şehâmet, ya tasvir-i hakikat. İşte yabani edebse hamâset noktasında hakperestliği etmez.Belki zâlim nev-i beşerin gaddarlıklarını alkışlamakla kuvvet-perestlik hissini telkin eder. Hüsün ve aşk noktasında, aşk-ı hakiki bilmez.Şehvet-engiz bir zevki nefislere de zerkeder. Tasvir-i hakikat maddesinde, kâinata san'at-i İlâhî suretinde bakmaz;Bir sıbga-i Rahmanî suretinde göremez. Belki tabiat noktasında tutar, tasvir ediyor; hem ondan da çıkamaz.Onun için telkini aşk-ı tabiat olur. Maddeperestlik hissi, kalbe de yerleştirir; ondan ucuzca kendini kurtaramaz.Yine ondan gelen, dalâletten neş'et eden ruhun ıztırabatına, o edepsizleşmiş edeb (müsekkin, hem münevvim); hakiki fayda vermez. S.)

EDEBİYAT YAPMAK : Turkish Risale

Mc: Güzel ve uzun uzun sözlerle mevzu dışına çıkarak konuşmak

EDEBİYAT-I CEDİDE : Turkish Risale

1901 tarihleri arasında Avrupa te'siri ile meydana gelen edebiyat cereyanına verilen isim. Yeni edebiyat. Servet-i Fünun Edebiyatına verilen ad

EDEBİYYUN : Turkish Risale

Edebiyatçılar. Edebiyatla uğraşanlar

EDEME : Turkish Risale

Derinin iç yüzü. (Dış yüzüne "beşere" derler.)

EDEVAT : Turkish Risale

(Edat. C.) Aletler. Takımlar, parçalar. * Gr. Fiil veya isimlere eklenen küçük kelime veya harfler. Edatlar

EDEVAT-I KİTABET : Turkish Risale

Yazı vasıtaları

EDEYAN : Turkish Risale

f. Çok koşan hayvan

EDFA : Turkish Risale

(Edfâk) Beli kamburlaşıp bükülmüş kimse. * Uzun boynuzlu keçi. * Kanadı uzun kuş

EDFER : Turkish Risale

İğrenilen, tiksinilen, nefret edilen şey

EDGAM : Turkish Risale

Yüzü ve dudaklarının etrafı siyah olup, sâir bedeni başka renk olan at

EDHAK : Turkish Risale

Daha uzak, daha ırak

EDHAN : Turkish Risale

(Dühn. C.) Sürülecek güzel kokulu yağlar

EDHAR : Turkish Risale

Eb'ad ve erzel kimse

EDHEM : Turkish Risale

(C.: Dühem-Edâhim) Karayağız at

EDHİNE : Turkish Risale

(Duhân. C.) Duhanlar, dumanlar, sisler. * Tütünler

EDKEN : Turkish Risale

Bulanık, * Rengi siyaha yakın olan

EDLEM : Turkish Risale

Karayağız, siyah adam. * Kara eşek. * Uzun yanaklı. * Uzun boylu

EDM : Turkish Risale

Üns tutmak. * İttifak etmek, birleşmek. * Islâh etmek

EDMAS : Turkish Risale

Kaşlarının üç kısmı ince ve dipleri kalın; başının kılları ise az olan kimse

EDMEN : Turkish Risale

f. Hâlis ve katıksız misk

EDMU' : Turkish Risale

Göz yaşları. Aberat

EDMİGA : Turkish Risale

(Dimağ. C.) Beyinler, dimağlar

EDNA : Turkish Risale

Pek aşağı, en alçak. Pek az, pek cüz'i. * Çok yakın

EDNANÎ : Turkish Risale

(Denâvet. den) Beni yaklaştırdı (meâlindedir.)