Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
EZ-OST : Turkish Risale

Ondan

EZ-TU : Turkish Risale

Senden

EZ-YAH : Turkish Risale

f. "Buzdan soğuk" mânasına gelir

EZA : Turkish Risale

Ticarette kaybetme, zarar etme. * Kibir ve gururunu bıraktırma. * Sıkıntı, eziyet, zulüm, cevr, sitem, renc, incinmek. İnsanın kerih görüp mahzun olduğu şey. * Hayır ve sadaka yoluyla mal vermede gururlanmak. Tetavül etmek

EZAHİR : Turkish Risale

Çiçekler, şükufeler

EZAHİR-İ EFKÂR : Turkish Risale

Fikir çiçekleri

EZAME : Turkish Risale

(C.: Ezamât) Hışım ve gadap etmek. Kızmak, hiddetlenmek

EZAMİM : Turkish Risale

(İzmâme. C.) Cemâatler, topluluklar

EZAN : Turkish Risale

Namaza dâvet ve vahdaniyet-i İlâhiyyeyi ve hakaik-ı İslâmiyyeyi âleme, kâinata ilân etmek için minare ve emsali mahallerde edilen nidâ. Kamet getirmek. * Bildirmek.(Ezan, Müslümanlığın mühim bir şiârıdır. Ezan esnasında konuşmamak, hattâ Kur'an okumayı bırakıp dinlemek efdaldir. B.İ.İ.) (Bak: Taabbüdî)

EZANÎ : Turkish Risale

Ezan ile alâkalı

EZANÎ SAAT : Turkish Risale

Ezanın kendine göre ayarlandığı saat. Her hangi bir yerde güneşin tam gurub ettiği andan, sonraki gün aynı vakte kadar, 24 saat olmak üzere ayarlanmış saat

EZAT : Turkish Risale

(C.: Üzâ-Ezy) İçinde su birikmiş çukur yer

EZB : Turkish Risale

Anasından yeni doğmuş hayvan

EZBAD : Turkish Risale

(Zebed. C.) Paslar. * Dörtte birler, çeyrekler. * Köpükler

EZDAD : Turkish Risale

Zıdlar. Mukabil ve muhalif olan şeyler. Birbirinin tersi veya zıddı olanlar.(Şu kâinata dikkat edilse görünüyor ki: İçinde iki unsur var ki, her tarafa uzanmış, kök atmış: Hayır şer, güzel çirkin, nef zarar, kemâl noksan, ziya zulmet, hidayet dalâlet, nur nâr, imân küfür, tâat isyan, havf muhabbet gibi âsârlariyle, meyveleriyle şu kâinatta ezdad, birbiriyle çarpışıyor. Daima tagayyür ve tebeddülâta mazhar oluyor. Başka bir âlemin mahsulâtının tezgâhı hükmünde çarkları dönüyor. Elbette o iki unsurun birbirine zıd olan dalları ve neticeleri, ebede gidecek; temerküz edip birbirinden ayrılacak. O vakit, Cennet
Cehennem suretinde tezahür edecektir. Madem âlem-i beka, şu âlem-i fenâdan yapılacaktır. Elbette anasır-ı esasiyesi, bekaya ve ebede gidecektir. Evet, Cennet
Cehennem; şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden dalının iki meyvesidir ve şu silsile-i kâinatın iki neticesidir ve şu seyl-i şuunatın iki mahzenidir, ve ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudatın iki havzıdır ve lütuf ve kahrın iki tecelligâhıdır ki; dest-i kudret bir hareket-i şedide ile kâinatı çalkaladığı vakit, o iki havuz, münasip maddelerle dolacaktır.Şu remizli nüktenin sırrı şudur ki:Hakîm-i Ezeli, inayet-i sermediyye ve hikmet-i ezeliyyenin iktizası ile, şu dünyayı, tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve esmâ-i hüsnâsına âyine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak için yaratmış. Ve tecrübe ve imtihan ise neşvünemaya sebeptir. O neşvünema ise, istidatların inkişafına sebeptir. O inkişaf ise, kabiliyetlerin tezahürüne sebeptir. O kabiliyetlerin tezahürü ise, hakaik-ı nisbiyenin zuhuruna sebeptir. Hakaik-ı nisbiyyenin zuhuru ise, Sâni-i Zülcelâl'in esmâ-i hüsnâsının nukuş-u tecelliyatını göstermesine ve kâinatı mektubat-ı Samedaniyye suretine çevirmesine sebeptir. İşte şu sırr-ı imtihan ve sırr-ı teklif iledir ki: Ervâh-ı âliyenin elmas gibi cevherleri, ervâh-ı sâfilenin kömür gibi maddelerinden tasaffi eder, ayrılır.İşte, bu mezkur sırlar gibi daha bilmediğimiz çok ince, âli hikmetler için, âlemi bu surette irade ettiğinden şu âlemin tegayyür ve tahavvülünü dahi o hikmetler için irade etti. Tahavvül ve tegayyür için zıtları birbirine hikmetle karıştırdı ve karşı karşıya getirdi. Zararları menfaatlara mezcederek, şerleri hayırlara idhal ederek, çirkinlikleri güzelliklerle cem ederek, hamur gibi yoğurarak şu kâinatı tebeddül ve tagayyür kanununa ve tehavvül ve tekâmül düsturuna tâbi kıldı. Vaktaki meclis-i imtihan kapandı. Tecrübe vakti bitti, esmâ-i hüsnâ hükmünü icra etti. Kalem-i kader, mektubatını tamamiyle yazdı. Kudret, nukuş-u san'atını tekmil etti. Mevcudat, vezaifini ifa etti. Mahlukat, hizmetlerini bitirdi. Herşey, mânasını ifade etti. Dünya âhiret fidanlarını yetiştirdi. Zemin, Sâni-i Kadirin bütün mu'cizat-ı kudretini, umum havarik-ı san'atını teşhir edip gösterdi. Şu âlem-i fena, sermedi manzaraları teşkil eden levhaları zaman şeridine taktı. O Sâni-i Zülcelâl'in hikmet-i sermediyyesi ve inayet-i ezeliyyesi; o imtihan neticelerini, o tecrübenin neticelerini, o esmâ-i hüsnânın tecellilerinin hakaikını, o kalem-i kader mektubâtının hakaikını, o nümûne-misâl nukuş-u san'atının asıllarını, o vezaif-i mevcudatın faidelerini, gayelerini, o hidemat-ı mahlukatın ücretlerini ve o kelimat-ı kitab-ı kâinatın ifade ettikleri mânaların hakikatlarını ve istidat çekirdeklerinin sünbüllenmesini ve bir mahkeme-i kübra açmasını ve dünyadan alınmış misali manzaraların göstermesini ve esbab-ı zâhiriyenin perdesinin yırtmasını ve herşey doğrudan doğruya Hâlık-ı Zülcelâline teslim etmesi gibi hakikatları iktiza etti ve o mezkur hakikatları iktiza ettiği için, kâinatı dağdağa-i tagayyür ve fenadan tahavvül ve zevalden kurtarmak ve ebedileştirmek için o zıtların tasfiyesini istedi ve tegayyürün esbabını ve ihtilâfatın maddelerini tefrik etmek istedi. Elbette kıyâmeti koparacak ve o neticeler için tasfiye edecek. İşte şu tasfiyenin neticesinde cehennem, ebedî ve dehşetli bir suret alıp, taifeleri $ tehdidine mazhar olacak. Cennet ebedî, h

EZDER : Turkish Risale

f. Münâsib, muvâfık, yaraşır, lâyık

EZDİLİ CAN : Turkish Risale

(Ez-dil-i cân) Candan ve gönülden

EZEB : Turkish Risale

Leim kimse. * Kısa boylu

EZEBB : Turkish Risale

f. Saçları uzun ve kaşlarının kılları çok olan adam

EZEC : Turkish Risale

(C.: Azec) Süleyman Aleyhisselâm'ın yaptığı bir bina adı

EZECC : Turkish Risale

Uzun ve ince kaşlı

EZEL : Turkish Risale

İbtidası ve başlangıcı olmayan, her zaman var olan

EZELL : Turkish Risale

Kurtla sırtlandan doğan hayvan. * Oturak yerinin iki yanları arık ve yeyni olan

EZELL-İ NÂS : Turkish Risale

İnsanlar içinde en rezil ve aşağılık olan adam

EZELÎ : Turkish Risale

Ezele mensub ve müteallik. Devamlı var olup varlığının başlangıcı olmayan