Turkish
FERDİYET : Turkish Risale
Cenâb-ı Hakk'ın birliği. Vahdetle bütün kâinata birden tasarruf eden Allah'ın (C.C.) sıfatı. (Bak: Tevhid.)Ferdiyet mânası insanlara isnad edilirse: Sadece bir olup, benzeri dünyada bulunmayan kimsenin sıfatı olur. Sadece Kur'andan ders alarak irşadda bulunabilen büyük velilik. Hiçbir şahsı merci yapmadan doğrudan doğruya Kur'andan ders alan ve ders veren büyük zâtın makamıdır
FEREC : Turkish Risale
Sıkıntıdan kurtulmak, zafer, inşirah, kederden kurtulmak. Genişlik, ferahlık, fütuhat. * Girecek yerler
FEREK : Turkish Risale
Kulağın sarkık ve sülpük olması
FERENGÎS : Turkish Risale
f. Zühre yıldızı, Venüs gezegeni, çoban yıldızı
FERES : Turkish Risale
At, kısrak
FERFAH : Turkish Risale
Semizotu
FERFAR : Turkish Risale
Geveze, farfara, çalçene
FERFERE : Turkish Risale
Farfara, akılsızlık, hafif meşreplik. * Patırtıcı, gürültücü, ağzı kalabalık
FERG : Turkish Risale
Gönden yapılan kovanın dikişi arasında su sızan yer
FERGAND(E) : Turkish Risale
f. Fena koku, kokmuş. * Sarıldığı ağacı kurutan bir cins sarmaşık
FERH : Turkish Risale
Civciv. Tavuk veya kuş yavrusu. * Nebatların diplerinde çıkan filiz
FERHAL : Turkish Risale
f. Karışık ve kıvırcık olmayan uzun saç
FERHAN : Turkish Risale
(C.: Ferâhî) Ferahlı. Sevinçli. Şâdan. Mesrur
FERHAT : Turkish Risale
Rahatlık. Sevinç. Meserret. Sürur
FERHAŞ : Turkish Risale
f. Kavga, savaş, muharebe, dövüş
FERHENK : Turkish Risale
f. Edeb. İyi terbiye. * Hüner. Hikmet. Azamet. Mârifet. Bilgi. * Lügat kitabı
FERHEST : Turkish Risale
f. Büyü, sihir, sihirbazlık
FERHUD : Turkish Risale
Dağ keçisinin dişisi
FERHUNDE : Turkish Risale
f. Mes'ut, saadetli, mutlu, mübarek. Uğurlu
FERHUNDE-PÂ(Y) : Turkish Risale
f. Ayağı uğurlu olan
FERHUNDE-TÂLİ' : Turkish Risale
f. Şanslı talihi yaver. Mes'ut, mutlu, saadetli
FERHUNDEGÎ : Turkish Risale
f. Mes'utluk, mutluluk, mübareklik, kutluluk. Uğurluluk
FERK : Turkish Risale
El ile bir şeyi ovmak. * Buğz ve adâvet etmek, düşmanlık yapmak
FERKAA : Turkish Risale
Parmak çıtlatmak
FERKADAN : Turkish Risale
Şimâl kutbuna yakın parlak ve küçük ayı kümesine tâbi ve gece istikamet bulmağa yarayan, sık sık karşı karşıya gelen iki yıldız (İkizler mânasına)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani