Turkish
FÜSAFİS : Turkish Risale
Keneye benzer murdar kokulu bir böcek. * Tahta kurusu
FÜSAT : Turkish Risale
(Füstât) Kıl. Büyük çadır. * Kapıya asılan perde. * Cemaat. * Mısır'da bir mahallin adı
FÜSEHA : Turkish Risale
(Bak: Fusaha)
FÜSEYFİSA : Turkish Risale
Küçük boncuk taneleriyle veya taş ve cam parçalarıyla süslenmiş satıh
FÜSHAM : Turkish Risale
Göğsü geniş olan
FÜSHAT : Turkish Risale
Vüs'at, genişlik, açıklık
FÜSHAT-KEDE : Turkish Risale
f. Geniş yer
FÜSHAT-SERÂY : Turkish Risale
f. Geniş yer, geniş saray
FÜSHAT-ZÂR : Turkish Risale
f. Geniş yer
FÜSUK : Turkish Risale
(Fısk. dan) Yalancılık. Doğruluk ve itatten ayrılmak. Sıdk u taatten huruc
FÜSUL : Turkish Risale
(Bak: Fusul)
FÜSUN : Turkish Risale
f. Şaşırtıcı, hayret verici ve kendine cezbedici bir güzellik. * Büyü
FÜSUNGER : Turkish Risale
f. Sihirbaz
FÜSUNKÂR : Turkish Risale
f. Büyüleyici. Cezb ve celbedici. Hayranlık verici
FÜSUNPERVER : Turkish Risale
f. Büyüleyici, hayranlık verici, cezbedici, celbedici
FÜSUNSÂZ : Turkish Risale
f. Büyüleyici, câzibedâr
FÜSUS : Turkish Risale
Nükte, maskaralık
FÜSÜRDE : Turkish Risale
f. Donmuş, sertleşmiş. Müncemid
FÜSÜRDE DİL (EFSÜRDE DİL) : Turkish Risale
Kalbi donmuş. Hissiz. Kalbi katılaşmış
FÜTADE : Turkish Risale
(C.: Fütâdegân) f. Mübtelâ, tutkun. * Biçare, zavallı. * Düşkün, düşmüş
FÜTAHA : Turkish Risale
Hükmetmek
FÜTAN : Turkish Risale
f. Düşen, düşerek
FÜTAR : Turkish Risale
Kesmez kılıç
FÜTAT : Turkish Risale
Parçalanmış ve dağılmış olan şey. * Her nesnenin ufağı, parçası
FÜTL : Turkish Risale
(Eftel. C.) Kolları göğsünden uzak olan kimseler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani