Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
GALGALE : Turkish Risale

Sür'atle gitmek. * Gecenin gitmesi. * Haber vermek

GALK : Turkish Risale

Kapıyı kapamak, kapıyı kilitlemek

GALL : Turkish Risale

Girmek, sokmak, akmak. * Boynunu, elini zincir ile bağlamak. * Hâinlik yapmak. Hıyanet etmek. * Ganimet malından hırsızlık etmek

GALLAT : Turkish Risale

(Galle. C.) Mahsuller, zahireler. * El emekleri, çalışmanın semereleri. * Ev kirası gelirleri

GALLE : Turkish Risale

Mahsul geliri. Ekin, irat, gelir. * Akarât kirası. * Hammaliye kirası. * Susamak

GALLE-DAN : Turkish Risale

f. Tahıl anbarı, zahire deposu

GALLE-FÜRUŞ : Turkish Risale

f. Zahireci, zahire ve hububat satan

GALLE-İ VAKF : Turkish Risale

Vakfın faide ve mahsulü. Bununla vakfın tabiî ve hukukî semereleri anlaşılır. Vakıf paraların ticareti ve vakıf akarların kirası, vakıf bahçelerin sebze ve meyveleri bu kabildendir

GALS : Turkish Risale

Karıştırmak. * Lâzım olmak. * Cür'et etmek

GALSAME : Turkish Risale

Solungaç. Suda yaşıyan hayvanların nefes alma organları. * Gırtlak ağzı, hançere. * Boğaz deliğinin başlangıcı

GALTAN : Turkish Risale

f. Yuvarlanan, tekerlenen

GALTÎDE : Turkish Risale

f. Tekerlenmiş, yuvarlanmış

GALUTA : Turkish Risale

(C: Gulutât) Kişiyi zora düşüren meseleler

GALVA' : Turkish Risale

Yiğitliğin başlangıcı. * Gençlik sür'ati

GALVE : Turkish Risale

(C: Galevât) Bir okatımı miktarı yer

GALYOT : Turkish Risale

Baş ve arka tarafları birbirinin aynı olan eski cins bir gemi

GALÎ : Turkish Risale

Pahalı. Kıymetli. Ağır. * Haddini tecâvüz eden, haddini aşan

GALÎS (GALS) : Turkish Risale

Kenger otu

GALÎZ(E) : Turkish Risale

Çirkin. * Terbiye dışı. * Yoğun. Kaba. * Kokmuş madde

GALİB : Turkish Risale

Üstün. Yenen. Mağlub eden. Ekser

GALİB-İ MUTLAK : Turkish Risale

Tam olarak galip. Kayıtsız şartsız hâkimiyet sahibi

GALİBA : Turkish Risale

Tahminen. Çok zaman. Her halde. Galiben, ekseriyetle

GALİBANE : Turkish Risale

f. Muzaffer ve galib olana yakışacak şekil ve surette

GALİBEN : Turkish Risale

Ekseriya. Çok zaman. Üstün olarak. Tahmin olduğu üzere

GALİBİYYET : Turkish Risale

Üstünlük. Yenmek. Mağlub etmek