Turkish
HACCE : Turkish Risale
Cadde
HACEB : Turkish Risale
Gırtlak
HACEBE : Turkish Risale
(Hâcib. C.) Perdeciler, kapıcılar. * İnsanın oturak yeri olan uzvu, kalça. (İkisine "hacebetan" derler)
HACEGÎ : Turkish Risale
f. Tüccar, ticaretle meşgul olan kimse. * Efendilik, hocalık
HACEL : Turkish Risale
(Hacl) Utanma, sıkılma, hayâlılık
HACELAN : Turkish Risale
Ayağında köstek olan kişinin yürümesi. * Bir ayak üstüne yürümek
HACELE : Turkish Risale
(C.: Hacel-Hacelân-Haclâ) Dişi keklik. * Çeşitli elbiselerle süslü gelin evi
HACEN : Turkish Risale
Eğrilik
HACER : Turkish Risale
Taş, kaya. * İsmail Peygamber'in anasının ismi
HACER-ÜL ESVED : Turkish Risale
(El-Hacer-ül Esved) Kâbe'de bulunan meşhur siyah taş. Rengi siyah olduğundan "Esved" denmektedir. (İslâm Ansiklopedisi'ne göre: Kâbe'nin şark köşesinde olup, yerden bir buçuk metre yükseklikte kapıya yakın bir yerde yerleştirilmiş, üç büyük ve bir kaç tane de küçük parçadan müteşekkil ve gümüş bir halka ile çevrili ve bir adı da El-Ruh-ul Esved denilen taştır.)Rivayetlere göre; bu semavi bir taş olup Hz.İbrahim Aleyhisselâm'a Cebrail Aleyhisselâm tarafından getirildi. Daha evvel Ebu Kubeys Dağı'nda muhafaza ediliyordu.Hz. Ömer Radiyallahu anhu, Hacer-i Esved'e yaklaşıp öpmüş ve demiştir ki; "Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve menfaatı olmayan bir taş parçasısın. Eğer Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm seni takbil ettiğini görmese idim, aslâ seni takbil etmezdim." (Sahih-i Buhari Tecrid-i Sarih Tercemesi) Kâbe'nin şark köşesinde ve yine yerden bir buçuk metre yüksekte diğer bir taş, El-Hacer-ül Es'ad (Mes'ud) da vardır ki; tavaf esnasında buna yalnız el ile temas edilir
HACER-İ SEMAVÎ : Turkish Risale
Gökten düşen taş. * Gök taşı
HACERAT : Turkish Risale
(Hacer. C.) Taşlar, kayalar
HACEREYN : Turkish Risale
İki taş. * Mc: Altun ile gümüş
HACEVCA' : Turkish Risale
Uzun ayaklı adam. * Uzun adam
HACEZE : Turkish Risale
Zâlimler
HACFE : Turkish Risale
(C.: Hucuf) Sade demirden olan kalkan
HACHACE : Turkish Risale
Gizlenmek
HACI : Turkish Risale
(C.: Hüccâc) Hacc farizasını yerine getirmiş olan müslüman
HACIYATMAZ : Turkish Risale
Dibindeki ağırlıktan dolayı yere ne şekilde bırakılırsa bırakılsın, dik bir durum alan oyuncak. * Mc: Zor durumlarda kendisini çabucak toparlamayı beceren kişi
HACL (HİCL) : Turkish Risale
(C.: Ahcâl-Hucul) Köstek. * Bukağı. * Küçük deve yavruları
HACLA' : Turkish Risale
Ayakları beyaz olan koyun
HACLE : Turkish Risale
(Haclegâh) f. Gelin odası. Gerdek odası
HACLET : Turkish Risale
Şaşırma, acaibine gitme, taaccüb. * Utanma, arlanma
HACLET-DİH : Turkish Risale
f. Utanç verici, utandırıcı
HACLET-ENGİZ : Turkish Risale
f. Utandırıcı, sıkıltıcı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani