Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HADEYAN : Turkish Risale

Yelmek

HADF : Turkish Risale

Yürüme hızı

HADI' : Turkish Risale

Alçaltıcı. * Gönül alçaklığı ve huzu ile muttasıf

HADIL : Turkish Risale

Yumuşak taze ot. * Islanmış, nemlenmiş

HADIM AĞASI : Turkish Risale

(Bak: Hâdim ağası)

HADINE : Turkish Risale

Süt nine

HADIR : Turkish Risale

Tembel, uyuşuk, uyumuş

HADIYD : Turkish Risale

(Hazîz) Oturaklı, mütemekkin, yer. * Dağ eteği. Zir. Alçak yer. * Koz: Ayın veya başka bir seyyarenin mahreki üzerinde dünyaya en yakın bir mesafede bulunan nokta. Dünya ile diğer seyyarelerin güneşin merkezinden en uzak oldukları bir nokta

HADL : Turkish Risale

Meyletmek, yönelmek

HADLEKA : Turkish Risale

şiddetle bakmak

HADM : Turkish Risale

Birşeyi ağzına koyup, bir lokmada çiğneyip yemek

HADMA' : Turkish Risale

Beyaz koyun

HADME : Turkish Risale

Ateş gürültüsü

HADR : Turkish Risale

Evmek, acele etmek. * Vücutta bir organın şişip yumrulaşması. * Men etmek, engel olmak. * Saçak bükmek

HADRA : Turkish Risale

(Müennestir) Yeşillik. * Sebze. En yeşil. Pek yeşil

HADRAVAT : Turkish Risale

(Hadrevât) (Hadrâ. C.) Yeşillikler, yeşillik

HADRE : Turkish Risale

Yüz yüze olmak

HADREBAN : Turkish Risale

Feryadı şiddetli olan, çok fazla bağıran

HADRECE : Turkish Risale

Bükmek. * Sağlam yapmak, sağlamlaştırmak

HADS : Turkish Risale

Uzun düşünce ve delile ihtiyaç kalmadan hâsıl olan ilim. Sür'at-i intikal. Ani ve doğru idrâk. Delilden neticeye çabuk varmak.(Akıl tâtil-i eşgal etse de, nazarını ihmal etse, vicdan Sânii unutamaz. Kendi nefsini inkâr etse de onu görür. Onu düşünür. Ona müteveccihtir. Hads ki, şimşek gibi sür'at-i intikaldir, dâima onu tahrik eder. Hadsin muzâafı olan ilham, onu dâima tenvir eder. Meyelânın muzâafı olan arzu ve onun muzâafı olan iştiyak ve onun muzâafı olan aşk-ı İlâhi, onu dâima mârifet-i Zülcelâle sevkeder. Şu fıtrattaki incizab ve cezbe, bir hakikat-ı câzibedarın cezbiyledir. M.N.)(.... Hem hiç mümkün müdür ki: O hads-i kat'î, o yakîn-i şuhudî hadsiz emarelerden ve o emareler, hadsiz müşahedat vak'ıalarından ve o müşahedat vakı'aları, şeksiz ve şüphesiz mebâdi-i zaruriyeye istinad etmesin. Öyle ise, şu ehl-i edyandaki bu itikadât-ı umumiyenin sebebi ve senedi, tevatür-ü mânevi kuvvetini ifade eden pek çok kerrat ile melâike müşahedelerinden ve ruhanilerin rü'yetlerinden hâsıl olan mebâdi-i zaruriyedir, esasat-ı kat'iyyedir. S.)

HADS-İ SÂDIK : Turkish Risale

Tam, doğru ve şüphesiz idrâk etme ve bilme

HADSEN : Turkish Risale

Sezmekle. Sür'atle intikal ve idrâk etmekle

HADSÎ : Turkish Risale

Hadsle. Hadse dâir ve müteallik

HADSİYYAT : Turkish Risale

Mümkün olan şeyler. Olması ihtimali olan nesneler. Mümkinat

HADSİZ : Turkish Risale

Hesapsız, sayısız. Belirli olmayan, çok