Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HAŞŞ : Turkish Risale

Girmek, dühul etmek

HAŞŞAB : Turkish Risale

Ağaçtan anlayan. * Ağaç satan

HAŞŞAK : Turkish Risale

Bir nehir ismi

HAŞŞAŞ : Turkish Risale

Esrar, eroin gibi uyuşturucu maddeler kullanan. Esrarcı, esrar içen

HE'HE' : Turkish Risale

Deveyi yulafa çağırmak. * Gülegen adam

HE'HEE : Turkish Risale

Deveyi yulafına çağırıp hey hey demek

HE'LE (HÂLE) : Turkish Risale

(C.: Hâlât) Ay ağılı, dâire-i kamer

HEB : Turkish Risale

(Vehb. den) Bağışla, lutfet (mânasına emir, duâ)

HEB-LENÂ : Turkish Risale

Bize lutfet. Bize ihsan et, bağışla

HEBA : Turkish Risale

İnce toz. * Boş. Beyhude. Nâfile. Faydasız. İsraf. Ziyan. * Aklı az olan

HEBAEN MENSURA : Turkish Risale

Boşuna olarak. Faydasız yere dağılmış

HEBAL : Turkish Risale

Avcı, sayyad

HEBB : Turkish Risale

Uykudan uyanmak. * Gâib olmak

HEBBAR : Turkish Risale

Çok fazla kılı olan sırtlan veya maymun

HEBBE : Turkish Risale

Vak'a. * Zamandan bir asır

HEBBUR : Turkish Risale

Ufak inci

HEBBİHÎ : Turkish Risale

Sallana sallana yürüyen kişi

HEBC : Turkish Risale

Vurmak. * Ağırlık

HEBEC : Turkish Risale

Devenin memesinde olan verem

HEBENKA : Turkish Risale

Ayak parmaklarını dikip ökçesi üzerine oturmak

HEBENNEKA : Turkish Risale

Ahmaklığı darb-ı mesel olmuş bir kimsedir. * Mc: Zeki ve becerikli olmadığı halde kendini öyle sanan

HEBETA : Turkish Risale

Çukur yer

HEBH : Turkish Risale

Sallanmak

HEBHAB : Turkish Risale

Serap

HEBHEBE : Turkish Risale

Dâvet