Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HÜRRİYET-İ VİCDAN : Turkish Risale

Amme hukuku ile ferdî hukuka tecavüz etmemek şartıyla herhangi bir kimsenin her hangi bir fikir veya dini kabul etmekte veya kabul etmemekte serbest olması. Ancak, İslâmiyeti kabul etmiş olan bir kimse, İslâmın esaslarını kısmen de olsa, inkâr ve reddetmekte serbest değildir; İslâm hukukunda mürted muamelesini görür. (Bak: Mürted)Dinî vazifeleri, dinin emirlerini yapmakta ve neşrinde serbestlik ise, din hürriyetidir.(Mâlumdur ki, her hükümette muhalifler bulunur. Asayişe, emniyete dokunmamak şartıyla, hiç kimse vicdaniyle, kalbiyle kabul ettiği bir fikirden, bir metoddan dolayı mes'ul olmaz. Bu, hukukî bir mütearifedir.Hz. Ömer, hilafeti zamanında, âdi bir hristiyan ile mahkemede birlikte muhakeme olundular. Halbuki o hristiyan, İslâm hükümetinin mukaddes rejimlerine, dinlerine, kanunlara muhalif iken, mahkemede onun o hâli nazara alınmaması açıkça gösterir ki, adalet müessesesi hiçbir cereyana kapılmaz, hiçbir tarafgirliğe kaymaz. Bu, din ve vicdan hürriyetinin bir ana umdesidir ki; komünist olmayan şarkta, garbda, bütün dünya adalet müesseselerinde câri ve hâkimdir. R.N.)

HÜRRİYET-ŞİKEN : Turkish Risale

Hürriyeti bozan, hürriyeti kıran

HÜRİ' : Turkish Risale

Bit

HÜSAM : Turkish Risale

Keskin kılıç

HÜSAMEDDİN : Turkish Risale

Dinin keskin kılıcı

HÜSBAN : Turkish Risale

Azap. * Yıldırım. * Çekirge. * Saymak

HÜSBANE : Turkish Risale

Küçük ok. * Küçük yastık

HÜSEYN : Turkish Risale

(Bak: Hüseyin)

HÜSEYİN : Turkish Risale

Küçük güzel. * (Hi:
61) Hazret-i Ali Radıyallahü Anhu'nun oğlu, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sevgili torunudur. Peygamberimiz (A.S.M.) "Hüseyin benden, ben Hüseyindenim. Allah Hüseyini seveni sever." buyurmuştur. Kerbelâda şehid oldu (R.A.)

HÜSEYİN-İ CİSRÎ : Turkish Risale

(Hi:
1327) Suriye ulemasındandır. Baba ve annesi Ehl-i Beyt'tendir. Câmi-ül Ezher'de tahsil görmüş ve zamanının dinî, edebî ve felsefî ilimleriyle iştigal etmiştir. En meşhur eseri "Risale-i Hamidiye"sidir. Türkçeye ve Orducaya tercüme edilmiştir. 1307 senesinde Tercüman-ı Hakikat gazetesi, kitap olarak neşretmiştir

HÜSN : Turkish Risale

(Hüsün) Güzellik. İyilik. Eksiksizlik. Cemal ile kemal. (Bak: Celal, Cemal)(Evet mevcudatta sebeb-i muhabbet olan hüsün ve ihsan ve kemal, Bâki-i Hakiki'nin hüsün ve ihsan ve kemalâtının işaratı ve çok perdelerden geçmiş zaif gölgeleridir; belki cilve-i esmâ-i hüsnânın gölgelerinin gölgeleridir. S.)

HÜSN Ü AŞK : Turkish Risale

Güzellik ve muhabbet: * Şeyh Galib'in manzum hikâyesi

HÜSN Ü KUBH : Turkish Risale

Güzellik ve çirkinlik

HÜSN-AVER : Turkish Risale

f. Güzelliği çoğaltan. Güzellik veren

HÜSN-Ü AHLÂK : Turkish Risale

Ahlâk güzelliği

HÜSN-Ü BEYAN : Turkish Risale

Akıcı ve güzel anlatış

HÜSN-Ü Bİ-BAHANE : Turkish Risale

Kusursuz güzellik. Günahsız mâsum güzellik

HÜSN-Ü BİLGAYR : Turkish Risale

Dolayısı ile, neticeleri ciheti ile güzel olan

HÜSN-Ü BİZZAT : Turkish Risale

Kendisi bizzat güzel olan

HÜSN-Ü DELÂLET : Turkish Risale

Hayırlı. İyi bir başlangıca delâlet

HÜSN-Ü ENDAM : Turkish Risale

Vücut güzelliği

HÜSN-Ü HAL : Turkish Risale

İyi hal. Güzel ahlâk

HÜSN-Ü HAREKET : Turkish Risale

Güzel muamele yapma, iyi muamelede bulunma

HÜSN-Ü HAYR : Turkish Risale

Hayrın güzelliği

HÜSN-Ü HULK : Turkish Risale

(Hüsn-i hulk) Ahlâk güzelliği. Güzel ahlâk