Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KALAH : Turkish Risale

Diş sarılığı. * Sarık uzunluğu

KALAK : Turkish Risale

Can sıkıntısı. Gönül darlığı. Kararsızlık. * Zahmet. Meşakkat

KALALİB : Turkish Risale

(Kullâb. C.) Çengeller, kancalar. Uçları eğri olup bir şeyler asmağa yarayan demirler

KALANSUVE (KULENSİYE) : Turkish Risale

(C.: Kalânis-Kalânis-Kılâs) Takke, külâh, kavuk. (Bak: Kalensüve)

KALANTOR : Turkish Risale

Zenginliğini göstermeye özenen kellifelli ve şişman adam

KALAR : Turkish Risale

f. Büyük sel yarıntısı

KALAVRA : Turkish Risale

Eskimiş meşin eşya veya yamalı ayakkabı

KALAYE : Turkish Risale

Kilise odası

KALAİD : Turkish Risale

(Kılâde. C.) Gerdanlıklar. * Akarsular

KALAİL : Turkish Risale

(Kalil. C.) Az şeyler, kaliller

KALB : Turkish Risale

Vücudun kan dolaşımı merkezi. Yürek. * Gönül. * Herşeyin ortası. * Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme. *İmanın mahalli. * Fuâd, sıkt-ül ilim, tâbut-ül ilim, beyt-ül hikmet, via-i ilim de denilir. (Dâima değiştiği ve hareket halinde olduğu için kalb ismi verilmiştir.) Bir şeyi geri döndürmek ve çevirmek. * Yüreğe vurmak veya dokunmak. Gönüle dokunmak. * Bir şeyin içini dışına ve dışını içine çevirmek. * Aks ve tahvil.(Ehl-i tahkik indinde; çam kozalağı şeklindeki cismanî et parçasına taalluk eden letaif-i Rabbaniyedir. Bütün kuvvetin mebdeidir. Dimağ ise; bütün hislerin mebdeidir.)(Kalb, imanın mahalli olduğu gibi, en evvel Sâni'i arayan ve isteyen ve Sâni'in vücudunu delâili ile ilân eden, kalb ile vicdandır. Zira kalb, hayat malzemesini düşünürken, en büyük bir acze mâruz kaldığını hisseder etmez, derhal bir nokta-i istinadı; kezalik, emellerin tenmiyesi (nemâlandırmak) için bir çare ararken, derhal bir nokta-i istimdadı aramağa başlar. Bu noktalar ise, iman ile elde edilebilir. Demek, kalbin sem' ve basara hakk-ı takaddümü vardır.Kalbden maksad; sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir latife-i Rabbaniyyedir ki, mazhar-ı hissiyatı, vicdan; ma'kes-i efkârı, dimağdır. Binaenaleyh, o latife-i Rabbaniyyeyi tazammun eden o et parçasına kalb tabirinden şöyle bir letafet çıkıyor ki; o latife-i Rabbaniyenin insanın maneviyatına yaptığı hizmet, cism-i sanevberînin cesede yaptığı hizmet gibidir. Evet, nasıl ki bütün aktar-ı bedene mâ-ül hayatı neşreden o cism-i sanevberî bir makine-i hayattır; ve maddî hayat onun işlemesi ile kaimdir. Sekteye uğradığı zaman cesed de sukuta uğrar. Kezalik o latife-i Rabbaniye a'mâl ve ahvâl ve mâneviyatın hey'et-i mecmuasını hakikî bir nur-u hayat ile canlandırır, ışıklandırır; nur-u imanın sönmesi ile mâhiyeti, meyyit-i gayr-i müteharrik gibi bir heykelden ibaret kalır. İ.İ.) (Bak: Hiss-i sâdis)

KALB-İ HABİDE : Turkish Risale

Uyumuş kalb

KALB-İ HARÂB : Turkish Risale

Harab olmuş gönül

KALB-İ MECRUH : Turkish Risale

Yaralı kalb

KALB-İ METRUK : Turkish Risale

Terkedilmiş kalb, bırakılmış gönül

KALB-İ MUNTAZAM : Turkish Risale

Edb: Harfleri ters okunduğu zamanda da bir mâna çıkan kelimedir. Meselâ: "Reşat, taşer" gibi

KALB-İ MUZTARİB : Turkish Risale

Iztırab çeken kalb

KALB-İ NÂ-ŞÂD : Turkish Risale

Hüzünlü gönül, kederli kalb

KALB-İ SELİM : Turkish Risale

Temiz gönül

KALB-İ ÂHENİN : Turkish Risale

Demir gibi metin ve sağlam olan kalb

KALBEN : Turkish Risale

İçten, kalbden, yürekten, gönülden. Samimi olarak. Kendi kendine

KALBGÂH : Turkish Risale

f. Ordunun sağ ve sol kanadlarının ortası. Merkez bölümü. * Canevi

KALBOLMA : Turkish Risale

t. Başka hâle gelme. Değişme

KALBZEN : Turkish Risale

f. Kalpazan. Sahte para basan. * Yalancı

KALBÎ : Turkish Risale

İçten. Yürekten. Kalbe ait ve müteâllik. Samimiyetle. Riyâsızca