Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KERVAN : Turkish Risale

(C: Kirvân-Kerâvin) Balıkçıl kuşu

KERVANSARAY : Turkish Risale

Büyük yollarda kervanların konaklamalarına mahsus büyük hanlar. (Selçuklular ve Osmanlılar devrinde hayır eseri olarak yaptırılmışlardı.)

KERY : Turkish Risale

Kazmak

KERYAN : Turkish Risale

Uyuyan kişi, nâim

KERYE : Turkish Risale

Tam olmak, tamam olmak

KERÎ : Turkish Risale

Kazmak

KERİBE : Turkish Risale

(C.: Kerâyib) Katı, sert

KERİH : Turkish Risale

İğrenç, tiksindirici. * Muharebe ve cenkte olan şiddet. * Pis, çirkin, fena şey. * Nefse kerahetlik vercek kabahat

KERİH-ÜL MANZAR : Turkish Risale

Görünüşü ve manzarası çirkin ve iğrenç

KERİH-ÜN NEFES : Turkish Risale

Nefesi ve ağzı pis kokan

KERİHE : Turkish Risale

(C.: Kerâih) Nefret edilecek, iğrenç şey

KERİHET : Turkish Risale

Harpte şiddet. * Zahmetli ve meşakkatli olan

KERİM : Turkish Risale

Her şeyin iyisi, faydalısı. Kerem ile muttasıf olan, ihsan ve inayet sâhibi. Şerefli ve izzetli. Muhterem, cömert, müsamahakâr. (Kur'an-ı Kerim tâbirindeki kerim; muazzez, mükerrem mânâsınadır. Kur'an-ı Kerim'de bu kelime 27 defa geçer ve ancak iki defa Cenab-ı Hak hakkında kullanılmıştır.)

KERİMANE : Turkish Risale

f. Kerim olana mahsus hâlde. Lutfederek. Kerime hâs bir suretde

KERİME : Turkish Risale

Kız evlâd. * Kendine ikram edilmiş kimse. Şerefli. * Güzide, seçkin, kıymetli şey. * Vücudun kıymettar yerlerinden her biri

KERİR : Turkish Risale

Boğulmuş ses gibi bir ses

KERİYY : Turkish Risale

Kiraya veren veya kiraya alan. (ikisine de ıtlak olunur.)

KERİZ : Turkish Risale

Yoğurtan yapılan keş

KERİŞ : Turkish Risale

(C.: Küruş) İşkembe

KERŞ : Turkish Risale

Karın. * İşkembe. * Topluluk, cemaat. * Kişinin çoluk çocuğu veya küçük evlâdı

KERŞA : Turkish Risale

Karnı büyük kadın. * Parmakları kısa düz taban

KERŞEB : Turkish Risale

Yaşlı, ihtiyar. * Hali kötü olan kimse. * Kalın ve uzun nesne. * Arslan. * Çok yiyen, obur

KES : Turkish Risale

f. İnsan. Kişi

KES' : Turkish Risale

El veya ayak ile bir nesnenin arkasına vurmak. * İttibâ etmek, tâbi olmak. * Yemen'de bir kabile adı

KES'AM : Turkish Risale

Pars (canavar)