Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KİŞAF (KÜŞÂF) : Turkish Risale

Bir kaç yıl üstüne yük vurulmayan deve yavrusu. * Dişi deve hâmile iken erkek devenin ona cimâ etmesi

KİŞAH : Turkish Risale

Davarın böğrüne yapılan işaret

KİŞMİŞ : Turkish Risale

f. Çekirdeksiz çok küçük tâneli üzüm

KİŞNİŞ : Turkish Risale

Güzel kokulu bir tohum olan karakimyon

KİŞRE : Turkish Risale

Yüzüne gülmek

KİŞT : Turkish Risale

f. Ekin. * Tarla

KİŞTKÂR : Turkish Risale

f. Çiftçi, ekinci

KİŞTZAR : Turkish Risale

f. Ekinlik, ekin tarlası, tarla

KİŞVER : Turkish Risale

f. Memleket, ülke. * İklim

KİŞVERGÜŞA : Turkish Risale

f. Ülke açan, cihangir

KİŞVERGİR : Turkish Risale

f. Ülke tutan. Pâdişah, hükümdar

KİŞVERHÜDA : Turkish Risale

f. Hükümdar, pâdişah

KİŞVERKÜŞA : Turkish Risale

Memleket fetheden

LA' : Turkish Risale

Korkak

LA'B : Turkish Risale

Ağızdan salya akmak

LA'BE : Turkish Risale

Bir kere oynamak

LA'C : Turkish Risale

(C.: Levâıc) Halecan etmek. * Acı vermek, elem vermek. * Yakmak. * Muhabbet ve aşktan dolayı yürekte hâsıl olan hararet

LA'K : Turkish Risale

Yalamak

LA'L : Turkish Risale

Kırmızı. Al renk. * Dudak. Kırmızı ve kıymetli bir süs taşı

LA'L-FAM : Turkish Risale

f. Kırmızı renkli, al

LA'L-GUN : Turkish Risale

f. Al renkli. Kırmızı renkli

LA'L-RENG : Turkish Risale

f. Kırmızı renkli. Al renkte

LA'LAA : Turkish Risale

Kırmak

LA'LUS : Turkish Risale

Kurt, zi'b

LA'N : Turkish Risale

Lânet etme. Lânetleme