Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BÜZMEK, -ER : Turkish Turkish

uruşturarak, sıkıştırırarak ya da kıvrım yaparak bir şeyin alanını ve oylumunu küçültmek

BÜZÜK : Turkish Turkish

toplanarak büzülmüş

BÜZÜK : Turkish Turkish

kalınbağırsağın sona erdiği yer, °anüs

BÜZÜK : Turkish Turkish

a rgo yüreklilik, °cesar

BÜZÜKTAŞ : Turkish Turkish

kafa dengi, arkadaş, °kafadar

BUZUL : Turkish Turkish

kutup bölgelerinde ya da dağ başlarında aşağıya doğru ağır ağır yer değiştiren büyük kar ve buz kütlesi, °cümudiye

BUZUL DÖNEMİ ( YA DA ÇAĞI) : Turkish Turkish

dördüncü zamanın, yeryüzünün bugünkünden daha büyük bölgelerinin buzullarla örtülü bulunduğu dönemi, °pleistosen

BUZUL KAYNAĞI : Turkish Turkish

uzulun eriyerek toprağın altına inen suyunu dışarıya veren kaynak

BUZUL SELİ : Turkish Turkish

uzulun erimesiyle oluşan sel

BUZULAMAK : Turkish Turkish

uzağılamak

BUZULBİLİM : Turkish Turkish

fiziksel coğrafyanın, buzulları ve yeryüzündeki işlevlerini konu alan bölümü, °glasyoloji

BUZULBİLİMCİ : Turkish Turkish

uzulbilim uzmanı, °glasyolojist

BUZULKAR : Turkish Turkish

ir buzulun oluşmasında temel olan katılaşmış kar kümesi

BUZULLAŞMA : Turkish Turkish

uzul durumuna gelme

BUZULLAŞMA : Turkish Turkish

ir bölgenin buzullarla örtülmesi

BUZULLAŞMAK : Turkish Turkish

uzul durumuna gelmek

BUZULLU : Turkish Turkish

uzulu olan

BUZULMASASI, -NI : Turkish Turkish

çevresindeki buzlar erirken, altına rastlayan bölümü erimekten koruyan ve böylece buzdan bir ayak üzerinde kalan kütle

BÜZÜLMEK : Turkish Turkish

üzmek eylemi yapılmak

BÜZÜLMEK : Turkish Turkish

korku, şaşkınlık, soğuk gibi etkenlerle bir kenara sinmek, bir kenara çekilmek

BUZULTAŞ : Turkish Turkish

uzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çok kez parıltılı ya da çizikli taşlar, °moren

BÜZÜLÜP OTURMAK : Turkish Turkish

ir kenarda çekingen bir tavırla oturmak

BÜZÜLÜŞ : Turkish Turkish

üzülmek eylemi ya da biçimi

BÜZÜŞMEK : Turkish Turkish

üzülerek alan ya da oylumunu küçültmek, kırışmak

BÜZÜŞÜK : Turkish Turkish

üzülerek yüzey ya da oylumu küçülmüş olan, büzüşmüş; kırışık