FARE

FARE : English Azerbaijani Turkish

n 1] yol haqqı, yol pulu 2] sərnişin 3] yemək, qida, xörək
v how fares it? işlər necədir? necəsiniz? nə var, nə yox?

FARE : English Turkish

n. yol parası, bilet ücreti, yolcu, gıda, yiyecek

FARE : English Turkish

v. gitmek (iş), yola çıkmak, olmak, başından geçmek

FARE : English Turkish Redhouse

farefer isim
yol parası, bilet ücreti.
taksi müşterisi.
yiyecekler, yemekler

FARE : Turkish Turkish

sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan (mus)

FARE : Turkish Turkish

kimi zaman sıçan yerine kullanılır

FARE : Turkish Turkish

ilş. bilgisayar ekranında çalışılan noktanın değiştirilmesini sağlayan küçük düzenek

FARE : Turkish Turkish Tabiat Sozluk

(kemirgen, Fam: Muridae)[syn.: fare, ev sýçaný]la: Mus musculusde: Hausmaus f.en: mouse, house mouse, volees: ratónfr: sourisgr: ðïíôßêéit: toponl: muispt: ratoru: äîìîâàÿ ìûøü

FARE : Turkish English

n. mouse, rat, house mouse

FARE : Turkish German

Maus, Ratte

FARE : Turkish French

souris [le]