Multilingual Turkish Dictionary

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA : Turkish Turkish Encyclopedic

Türk şairi (İstanbul
?).Babasının askeri görevi nedeniyle ilköğrenimini Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yapan Dağlarca, Kuleli Askeri Lisesi'ni ve Harp Okulu'nu bitirdi (1935). 1950'de yüzbaşı rütbesiyle askerlikten ayrıldı. Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü'nde iş müfettişi olarak Çalışma Bakanlığı'nda görev aldı (
1959). Devlet hizmetinden ayrıldıktan sonra, İstanbul'da Aksaray'da açtığı kitabevinin yayın işleriyle ve şiirle uğraştı.*

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA : Turkish Turkish Antoloji

86Dünya kadar büyük bir günüydü çocukluğumun,Mektebe ilk gittiğim o altın sabah.Omuzumda kalmıştı el sıcaklığıylaAnamın okşarken söylediği bir "Bismillâh".Muhayyeleme sığmayan beyaz bir binaVe kocaman bir bahçe ki oyundan büyük.Harfler kadar yabancı ve çirkin çocuklarRenk renk elbise, renk renk göğüslük.İlk ders bir bayramın sonu gibi soğuktuGördük karatahtada, "Hesap" denen karaltıyı.Ezberletti kendi numarasını hoca, herkese;Ben de öğrendim iki haneli seksen altı'yı.Ve paydos gelmedi bir türlü odamızaDuvardaki levhaları ezberledim, masal gibi.Deminki çirkin çocukların oldu yavaşça hepsi güzelVe o sevgiyle sevdim onları ki sızlatır daima kalbi.Oyunlar ve neş'elerle geçti o günVe tatlı rüyalar gibi bitti mektep.Bilgimi düşürmeden eve götürmek içinİçimden seksen altı, seksen altı diyordum hep.Eve gelince kestim defterimden bir güle benzeyen iki rakamıDolabıma yapıştırdım yan yana, bir zafer saadetiyleAblalarımın göreceği saati bayram gibi bekledimTatlıydı bu bekleyiş mavi bir arifeden bile.Fakat şaşırmıştım iki rakamın yeriniDolap kadar, ev kadar güldü halime ablalarım.Anlar gibi durdumsa da anlamadım yer değişse ne olurKi hâlâ para saydıkça o hayreti duyarım.Ki hâlâ yaşarım bir ayrılıkta o hayretiDalarım 86, 68 diye bazan.Yer değiştirince başka şey olmak ne tuhafNe tuhaf ölümü duymak seksen altıdan!