Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
A KNOCKOUT : English Turkish Redhouse

konuşma diliçok güzel/fevkalade biri/bir şey

A LABOR OF LOVE : English Turkish Redhouse

hatır veya zevk için yapılan iş, gönüllü yapılan iş

A LARGE PROPORTION OF THE PROFITS : English Turkish Redhouse

kârın büyük bir bölümü

A LEADING QUESTION : English Turkish Redhouse

verilecek cevabı belirleyen soru

A LITTLE BIT : English Turkish Redhouse

azıcık, bir parça

A LITTLE TERROR : English Turkish Redhouse

çok yaramaz çocuk, çok haşarı çocuk, canavar

A LIVE ISSUE : English Turkish Redhouse

günün önemli sorunu

A LONG FACE : English Turkish Redhouse

ekşi yüz

A LONG HAUL : English Turkish Redhouse

uzun taşıma mesafesi.
uzun süren zor bir iş

A LONG SHOT : English Turkish Redhouse

aşarı ihtimali az olan bir şey, uzak bir ihtimal

A LONG WAY OFF : English Turkish Redhouse

çok uzakta

A MAN IN MY POSITION : English Turkish Redhouse

enim durumumda olan bir adam

A MAN OF FEW WORDS : English Turkish Redhouse

az konuşan adam

A MARKED DIFFERENCE : English Turkish Redhouse

elirgin bir fark

A MARKED MAN : English Turkish Redhouse

mimli adam, mimlenmiş adam

A MATTER OF INDIFFERENCE : English Turkish Redhouse

ilgilenmeye değmeyen sorun

A MATTER OF LIFE AND DEATH : English Turkish Redhouse

ölüm kalım meselesi

A MATTER OF TWO DOLLARS : English Turkish Redhouse

iki dolar meselesi

A MINUS QUANTITY : English Turkish Redhouse

sıfırdan aşağı miktar

A MODICUM OF : English Turkish Redhouse

zerre kadar, bir nebze: There's not a modicum of truth in it. Onda zerre kadar hakikat yok.
az bir miktar; pek az: He drank only a modicum of wine. Pek az şarap içti

A MONTH HENCE : English Turkish Redhouse

undan bir ay sonra

A MONTH OF SUNDAYS : English Turkish Redhouse

çok uzun zaman

A MOOT POINT : English Turkish Redhouse

tartışmalı bir sorun

A MOOT QUESTION : English Turkish Redhouse

tartışmalı bir sorun