Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
LITMUS : English Turkish Redhouse

lit.muslît'mıs isim turnusol

LITMUS PAPER : English Turkish Redhouse

turnusol kâğıdı

LITRE : English Turkish Redhouse

li.treli'tır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız liter

LITTER : English Turkish Redhouse

lit.terlît'ır isim
döküntü, çerçöp, süprüntü.
bir defada doğan yavrular.
tahtırevan.
sedye.
hayvanları yatırmak için serilen saman veya kuru ot. fiil
darmadağın etmek.
saçmak, dağıtmak.
doğurmak, birden çok yavru doğurmak.
ahırda hayvanın altına yataklık ot sermek

LITTER BAG : English Turkish Redhouse

çöp torbası

LITTER UP : English Turkish Redhouse

karmakarışık etmek

LITTLE : English Turkish Redhouse

lit.tlelît'ıl sıfat (littler, littlest)
küçük, ufak.
kısa, az, biraz.
cici.
önemsiz, değersiz. zarf (less/lesser, least)
az miktarda.
hemen hiç. isim
az miktar.
ufak şey.
az zaman

LITTLE BY LITTLE : English Turkish Redhouse

azar azar, yavaş yavaş

LITTLE DID I THINK. : English Turkish Redhouse

Aklımdan geçirmedim

LITTLE DIPPER : English Turkish Redhouse

gökbilimKüçükayı

LITTLE OR NOTHING : English Turkish Redhouse

hiç denecek kadar az, hemen hemen hiç

LITTLE PITCHERS HAVE BIG EARS. : English Turkish Redhouse

Çocukların kulağı delik olur

LITTORAL : English Turkish Redhouse

lit.to.rallît'ırıl sıfat sahile yakın. isim sahil boyu

LITURGICAL : English Turkish Redhouse

li.tur.gi.callîtır'cîkıl sıfat
liturqiye ait, liturqik.
liturjisi olan, liturjik (kilise).
liturqiye göre yapılan, liturqik (ayin)

LITURGY : English Turkish Redhouse

lit.ur.gylît'ırci isim
liturqi, liturya.
Hristiyanlık ekmek ve şarap ayini, kudas

LIVE : English Turkish Redhouse

livelîv fiil
yaşamak.
oturmak, ikamet etmek.
(yaşam, ömür) sürmek, geçirmek, (hayat) yaşamak.
on ile beslenmek.
on ile geçinmek.
off ile geçinmek, geçimini
den sağlamak

LIVE A DOUBLE LIFE : English Turkish Redhouse

iki yüzlü bir hayat yaşamak

LIVE A LIE : English Turkish Redhouse

sahte hayat geçirmek

LIVE AMONG : English Turkish Redhouse

-in içinde/-in arasında yaşamak

LIVE AND LEARN : English Turkish Redhouse

yaşadıkça öğrenmek

LIVE BY ONE'S WITS : English Turkish Redhouse

(geçinmek için) uyanık ve kurnaz olmak

LIVE EMBERS : English Turkish Redhouse

sönmemiş ateş korları

LIVE FAST : English Turkish Redhouse

hızlı yaşamak

LIVE FROM HAND TO MOUTH : English Turkish Redhouse

elden ağıza yaşamak, kıt kanaat geçinmek

LIVE IN A WORLD OF ONE'S OWN : English Turkish Redhouse

kendi dünyasında yaşamak