English Turkish Redhouse
NOT TO BE ADVISABLE : English Turkish Redhouse
akıl kârı bir iş olmamak
NOT TO BE LONG FOR THIS WORLD : English Turkish Redhouse
konuşma diliyakında bu dünyadan gitmek, yakında ölmek: He's not long for this world. Yakında bu dünyadan göçecek
NOT TO BE SURE : English Turkish Redhouse
emin olmamak, tam olarak bilmemek: I'm not sure how to do this. Bunun nasıl yapılacağını tam olarak bilmiyorum. She's not sure where he is. Onun nerede olduğunu tam olarak bilmiyor
NOT TO BE WORTH A DAMN : English Turkish Redhouse
eş para bile etmemek
NOT TO BE WORTH A HILL OF BEANS : English Turkish Redhouse
eş para bile etmemek
NOT TO BE WORTH A SHIT : English Turkish Redhouse
eş para etmemek; değersiz bir şey olmak, boktan bir şey olmak; aşağılık bir şey olmak
NOT TO BE WORTH A TINKER'S DAMN : English Turkish Redhouse
eş para bile etmemek
NOT TO BE WORTH A TOOT : English Turkish Redhouse
eş para bile etmemek
NOT TO BE WORTH ONE'S KEEP : English Turkish Redhouse
(biri/bir hayvan) masrafına değmemek
NOT TO CARE A WHIT : English Turkish Redhouse
(birinin) hiç umurunda olmamak
NOT TO GIVE A FUCK : English Turkish Redhouse
(-i) siklememek, (-e) hiç değer veya önem vermemek
NOT TO GIVE A FUCK ABOUT : English Turkish Redhouse
(-i) siklememek, (-e) hiç değer veya önem vermemek
NOT TO GIVE A SHIT : English Turkish Redhouse
(birinin) umurunda olmamak
NOT TO HAVE A CARE IN THE WORLD : English Turkish Redhouse
(birinin) hiç derdi olmamak
NOT TO HAVE A GOOD WORD TO SAY FOR : English Turkish Redhouse
-i hiç beğenmemek,
i hep tenkit etmek
NOT TO HAVE A STITCH ON : English Turkish Redhouse
çırılçıplak olmak
NOT TO LET AN ANIMAL OUT OF ONE'S SIGHT : English Turkish Redhouse
irini/bir hayvanı gözünden hiç kaçırmamak
NOT TO LET SOMEONE OUT OF ONE'S SIGHT : English Turkish Redhouse
irini/bir hayvanı gözünden hiç kaçırmamak
NOT TO LIFT A HAND : English Turkish Redhouse
parmağını kıpırdatmamak, en ufak bir gayret göstermemek
NOT TO MAKE A PEEP : English Turkish Redhouse
konuşma diligık dememek, gıkı çıkmamak
NOT TO SAY : English Turkish Redhouse
hem de
NOT TO TURN A HAIR : English Turkish Redhouse
kılını bile kıpırdatmamak, aldırış etmemek
NOT TURN A HAIR : English Turkish Redhouse
kılını kıpırdatmamak
NOT WORTH CONSIDERING : English Turkish Redhouse
düşünmeye değmez
NOT WORTH HIS SALT : English Turkish Redhouse
masrafını karşılamaz, beş para etmez
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani