Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
OBLITERATE : English Turkish Redhouse

ob.lit.er.ateıblît'ıreyt fiil yok etmek, silmek

OBLITERATION : English Turkish Redhouse

oblit.er.a.tionisim yoketme, silme

OBLIVION : English Turkish Redhouse

ob.liv.i.onıblîv'iyın isim
unutma; unutulma.
kayıtsızlık, ilgisizlik

OBLIVIOUS : English Turkish Redhouse

ob.liv.i.ousıblîv'iyıs sıfat unutkan

OBLONG : English Turkish Redhouse

ob.longab'lông sıfat
dikdörtgen biçiminde olan, boyu eninden fazla.
botanik oblong, yumurta biçiminde (yaprak)

OBNOXIOUS : English Turkish Redhouse

ob.nox.iousıbnak'şıs sıfat iğrenç, tiksindirici

OBOE : English Turkish Redhouse

o.boeo'bo isim obua

OBOIST : English Turkish Redhouse

obo.istisim obuacı

OBS. : English Turkish Redhouse

obs.kısaltma «observation» observatory obsolete

OBSCENE : English Turkish Redhouse

ob.sceneıbsin' sıfat
müstehcen, açık saçık.
ağza alınmaz (söz).
konuşma dili tiksindirici, iğrenç

OBSCENITY : English Turkish Redhouse

ob.scen.i.tyıbsen'ıti isim
açık saçıklık, müstehcenlik.
açık saçık laf

OBSCURE : English Turkish Redhouse

ob.scureıbskyûr' sıfat
çapraşık, anlaşılması güç.
belirsiz.
bulutlu, karanlık. fiil
karartmak.
örtmek, gözden saklamak

OBSCURITY : English Turkish Redhouse

ob.scu.ri.tyisim
çapraşıklık.
belirsizlik.
karanlık

OBSEQUIOUS : English Turkish Redhouse

ob.se.jui.ousıbsi'kwiyıs sıfat
aşırı derecede itaatli.
dalkavukluk eden

OBSERVANCE : English Turkish Redhouse

ob.ser.vanceıbzır'vıns isim
of
i yerine getirme;
e uyma.
âdet, örf.
tören

OBSERVANT : English Turkish Redhouse

ob.ser.vantıbzır'vınt sıfat
dikkatli.
itaatli

OBSERVATION : English Turkish Redhouse

ob.ser.va.tionabzırvey'şın isim
inceleme.
gözlem.
izlem.
düşünce.
gözetleme

OBSERVATORY : English Turkish Redhouse

ob.ser.va.to.ryıbzır'vıtôri isim gözlemevi, rasathane, observatuar

OBSERVE : English Turkish Redhouse

ob.serveıbzırv' fiil
gözlemlemek, gözlemek.
fark etmek, görmek.
(kural, yasa, v.b.'ne) uymak; (âdeti) yerine getirmek.
(bayramı) kutlamak.
(oruç) tutmak.
ileri sürmek

OBSERVER : English Turkish Redhouse

ob.serv.erisim
gözlemci.
izlemci

OBSESS : English Turkish Redhouse

ob.sessıbses' fiil
in aklına takılmak,
in kafasına takılmak

OBSESSION : English Turkish Redhouse

ob.ses.sionisim
akla takılan düşünce, takınak.
sürekli endişe

OBSOLESCENCE : English Turkish Redhouse

ob.so.les.cenceisim eskime

OBSOLESCENT : English Turkish Redhouse

ob.so.les.centabsıles'ınt sıfat modası geçmekte olan (sözcük, makine)

OBSOLETE : English Turkish Redhouse

ob.so.leteab'sılit, absılit' sıfat kullanılmayan, modası geçmiş (sözcük, makine, görenek v.b.)