Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
OVERDRAW : English Turkish Redhouse

o.ver.drawovırdrô' fiil (overdrew, overdrawn)
abartmak.
hesaptan fazla para çekmek

OVERDRIVE : English Turkish Redhouse

o.ver.driveo'vırdrayv isim, otomotiv overdrayv, fazla hızlandırma mekanizması

OVERDUE : English Turkish Redhouse

o.ver.dueovırdu' sıfat
gecikmiş.
vadesi geçmiş

OVEREAT : English Turkish Redhouse

o.ver.eatovırit' fiil (overate, overeaten)
fazla yemek yemek.
tıka basa yemek

OVERESTIMATE : English Turkish Redhouse

o.ver.es.ti.mateovıres'tımeyt fiil fazla tahmin etmek

OVEREXPOSE : English Turkish Redhouse

o.ver.ex.poseovırîkspoz' fiil, fotoğrafçılık (filme) aşırı poz vermek

OVEREXPOSURE : English Turkish Redhouse

o.ver.ex.po.sureovırîkspo'qır isim, fotoğrafçılık aşırı poz verme, aşırı ışıklama

OVERFLOW : English Turkish Redhouse

o.ver.flowovırflo' fiil (overflowed, overflown)
taşmak.
çok bol olmak. isim
taşma.
fazlalık.
taşma borusu

OVERFLOW PIPE : English Turkish Redhouse

taşma borusu

OVERGROW : English Turkish Redhouse

o.ver.growovırgro' fiil (overgrew, overgrown) (bitkiler) birbirini örtecek derecede büyümek

OVERGROWN : English Turkish Redhouse

sıfatyaşına göre fazla büyümüş

OVERGROWN WITH : English Turkish Redhouse

(yabani bitkiler v.b.) ile kaplı, ile örtülü

OVERHANG : English Turkish Redhouse

o.ver.hango'vırhäng fiil (overhung)
üzerine süslü şeyler asmak.
üzerine sarkmak.
(tehlike v.b.) tehdit etmek. isim
çıkıntı.
çıkıntı derecesi

OVERHAUL : English Turkish Redhouse

o.ver.haulovırhôl fiil
gereken onarımı yapmak için elden geçirmek.
arkasından yetişip önüne geçmek

OVERHEAD : English Turkish Redhouse

o.ver.heado'vırhed isim genel giderler. sıfat
baştan yukarıda olan.
yukarıdan geçen.
genel giderlerle ilgili. zarf baştan yukarı, yukarıda, üstte

OVERHEAR : English Turkish Redhouse

o.ver.hearovırhîr' fiil (overheard) kulak misafiri olmak

OVERJOY : English Turkish Redhouse

o.ver.joyovırcoy' fiil fazlasıyla sevindirmek

OVERKILL : English Turkish Redhouse

o.ver.killo'vırkîl isim
gereğinden fazla silah.
fazlalık, aşırılık

OVERLADEN : English Turkish Redhouse

o.ver.lad.enovırley'dın sıfat fazlasıyla yüklenmiş

OVERLAND : English Turkish Redhouse

o.ver.lando'vırländ sıfat karayolu ile yapılan. zarf karada; karadan

OVERLAP : English Turkish Redhouse

o.ver.lapovırläp' fiil (overlapped, overlapping) üst üste bindirmek; üst üste binmek, binişmek

OVERLAY : English Turkish Redhouse

o.ver.layovırley' fiil (overlaid) kaplamak. isim
örten tabaka, örtü.
kaplama

OVERLOAD : English Turkish Redhouse

o.ver.loadovırlod' fiil fazla yüklemek, fazla doldurmak

OVERLOOK : English Turkish Redhouse

o.ver.lookovırlûk fiil
gözden kaçırmak.
göz yummak.
dikkate almamak.
bakmak: The house overlooks the Bosporus. Ev Boğaz'a bakıyor

OVERMUCH : English Turkish Redhouse

o.ver.mucho'vırm^ç' zarf gereğinden fazla