Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
PEP TALK : English Turkish Redhouse

konuşma dilimoral verici kısa konuşma

PEPPER : English Turkish Redhouse

pep.perpep'ır isim biber; karabiber; kırmızıbiber. fiil üzerine biber ekmek, biberlemek

PEPPER MILL : English Turkish Redhouse

iber değirmeni

PEPPER-AND-SALT : English Turkish Redhouse

pep.per-and-saltpep'ırınsôlt' sıfat karyağdı (kumaş); ak düşmüş (saç, sakal)

PEPPERCORN : English Turkish Redhouse

pep.per.cornpep'ırkôrn isim karabiber tanesi

PEPPERMINT : English Turkish Redhouse

pep.per.mintpep'ırmînt isim
nane.
naneşekeri

PEPPERY : English Turkish Redhouse

pep.per.ypep'ıri sıfat
biberli.
hemen parlayan (kimse).
iğneli, iğneleyici (sözler)

PEPPY : English Turkish Redhouse

peppysıfat canlı, enerqik

PEPSIN : English Turkish Redhouse

pep.sinpep'sîn isim, biyokimya pepsin

PER : English Turkish Redhouse

perpır edat
.. başına, her bir
.. için: two per person kişi başına iki tane.
vasıtasıyla, eliyle; tarafından

PER ANNUM : English Turkish Redhouse

yıllık, her yıl için; yılda

PER CAPITA : English Turkish Redhouse

kişi başına

PER DIEM : English Turkish Redhouse

günlük; günde

PER SE : English Turkish Redhouse

kendi başına, aslında, haddi zatında

PERA : English Turkish Redhouse

Pe.rape'rı isim, tarih Beyoğlu, Pera

PERAMBULATE : English Turkish Redhouse

per.am.bu.latepıräm'byıleyt fiil
(bir yerde) gezinmek, gezmek, dolaşmak.
çevresini dolaşmak

PERAMBULATOR : English Turkish Redhouse

per.am.bu.latorisim, İngiliz İngilizcesi çocuk arabası

PERCEIVE : English Turkish Redhouse

per.ceivepırsiv' fiil
algılamak.
fark etmek, anlamak; kavramak; sezmek

PERCENT : English Turkish Redhouse

per.centpırsent' isim, sıfat yüzde: ten percent of his salary maaşının yüzde onu. a two percent price hike yüzde iki oranında bir zam

PERCENTAGE : English Turkish Redhouse

per.cent.agepırsen'tîc isim
yüzde, yüzde oranı.
pay, hisse, yüzdelik.
konuşma dili yarar, avantaj, kâr

PERCEPTIBLE : English Turkish Redhouse

per.cep.ti.blepırsep'tıbıl sıfat
algılanabilir.
fark edilebilir, anlaşılır

PERCEPTION : English Turkish Redhouse

per.cep.tionpırsep'şın isim
algılama.
fark etme, anlama; kavrama; sezme.
algı, idrak.
anlayış; kavrayış; sezgi

PERCEPTIVE : English Turkish Redhouse

per.cep.tivepırsep'tîv zarf anlayışlı; kavrayışlı; sezgili

PERCH : English Turkish Redhouse

perchpırç isim
tünek.
oturulacak yüksek yer. fiil
(on) (-) tünemek, tüneklemek, konmak.
(on) (-) oturmak, tünemek

PERCHANCE : English Turkish Redhouse

per.chancepırçäns' zarf bakınız if perchance