English Turkish Redhouse
PERCOLATE : English Turkish Redhouse
per.co.latepır'kıleyt fiil süzmek, filtreden geçirmek; süzülmek, sızmak
PERCOLATION : English Turkish Redhouse
per.co.la.tionisim süzme; süzülme
PERCOLATOR : English Turkish Redhouse
per.co.la.torisim filtreli kahve makinesi
PERCUSSION : English Turkish Redhouse
per.cus.sionpırk^ş'ın isim
vurma, çarpma.
vurma çalgılar.
tıbbi perküsyon
PERCUSSION INSTRUMENT : English Turkish Redhouse
müzikvurma çalgı
PEREGRINATE : English Turkish Redhouse
per.e.gri.nateper'ıgrîneyt fiil
yolculuk etmek, seyahat etmek.
katetmek, aşmak
PEREGRINATION : English Turkish Redhouse
per.e.gri.na.tionisim yolculuk, seyahat
PEREMPTORILY : English Turkish Redhouse
per.emp.to.ri.lyzarf kesin olarak, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde
PEREMPTORY : English Turkish Redhouse
per.emp.to.rypıremp'tıri, per'ımptôri sıfat
kesin, mutlak.
otoriter, buyurucu, diktatörce
PERENNIAL : English Turkish Redhouse
per.en.ni.alpıren'iyıl sıfat
yıllarca süren, sürekli, daimi.
çokyıllık (bitki). isim çokyıllık bitki
PERFECT : English Turkish Redhouse
per.fectpırfekt' fiil
mükemmelleştirmek.
geliştirmek.
bitirmek, tamamlamak
PERFECT TENSE : English Turkish Redhouse
dilbilgisigörülen geçmiş zaman
PERFECTION : English Turkish Redhouse
per.fec.tionpırfek'şın isim
mükemmellik, kusursuzluk.
bitirme, tamamlama
PERFECTLY : English Turkish Redhouse
per.fect.lyzarf
tamamen.
mükemmelen, kusursuz bir biçimde
PERFIDIOUS : English Turkish Redhouse
per.fid.i.ouspırfîd'iyıs sıfat hain; vefasız; kalleş
PERFIDIOUSLY : English Turkish Redhouse
per.fid.i.ous.lyzarf haince; vefasızca; kalleşçe
PERFIDY : English Turkish Redhouse
per.fi.dypır'fıdi isim hıyanet, hainlik; vefasızlık; kalleşlik
PERFORATE : English Turkish Redhouse
per.fo.ratepır'fıreyt fiil
delmek.
bir dizi delik açmak.
içine işlemek, nüfuz etmek
PERFORATION : English Turkish Redhouse
per.fo.ra.tionisim
delme.
bir dizi delik açma.
delik.
bir dizi delikten biri.
tıbbi perforasyon
PERFORCE : English Turkish Redhouse
per.forcepırfôrs' zarf mecburen
PERFORM : English Turkish Redhouse
per.formpırfôrm' fiil
yapmak, yerine getirmek.
tiyatro oynamak, rolünü yapmak, canlandırmak.
müzik çalmak
PERFORMANCE : English Turkish Redhouse
per.form.ancepırfôr'mıns isim
yerine getirme, yapma.
tiyatro gösteri, temsil.
müzik çalma.
çalışma, işleme
PERFORMER : English Turkish Redhouse
per.form.erpırfôr'mır isim
yerine getiren kimse.
oyuncu, artist.
müzisyen
PERFUME : English Turkish Redhouse
per.fumepır'fyum isim parfüm, esans; güzel koku. fiil parfüm sürmek
PERFUNCTORILY : English Turkish Redhouse
per.func.to.ri.lyzarf
formalite gereği.
dikkatsizce, baştan savma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani