Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
LAUNDRY : English Turkish military

ÇAMAŞIR:Yıkamak üzere çamaşırhaneye gönderilen kirli çamaşırlar

LAW OF SUPPLY AND DEMAND : English Turkish military

ARZ VE TALEP KANUNU:

LAW OFFICER : English Turkish military

KANUN SÖZCÜSÜ:Bak. "law member"

LAY : English Turkish military

ROTA VERMEK, ROTA ÇİZMEK:Bir rota hesaplama veya tasarlamak

LAY REFERENCE NUMBER : English Turkish military

DÖŞEME REFERANS NUMARASI:Deniz mayın harbinde bir mayının yerini kolayca bulabilmek için mayın tarlası planlama yetkilisi tarafından her bir mayına verilen numara

LAYDOWN BOMBING : English Turkish military

ALÇAKTAN BOMBALAMA:Taarruz eden uçağa kendi bombasının etkisinden kurtulabilmesine imkan sağlamak amacıyla tavikli tapa veya cihazların kullanıldığı çok alçaktan bombalama tekniği

LAYER DEPTH : English Turkish military

TABAKA DERİNLİĞİ:Deniz sathından ses hızının azami olduğu birinci soğuk termoklatn tabakanın hemen üzerindeki noktaya kadar olan derinlik

LAYER TINTS : English Turkish military

YÜKSEKLİK RENK ISKALASI:Değişik yükseklik derecelerini belirtmek üzere tedrici zevk serileri kullanarak kabarıklığı gösterme usulü. Buna "altitude tints" de denir. Bak. "hypsometric tinting". LAYING UP POSITION (FAST COSTAL FORCES):ÇIKARMA HAZIRLIK MEVZİİ (ÇEVİK KIYI KUVVETLERİ):Hafif deniz birliklerinin, yapılacak harekat için, gündüz saatlerinde yanaşıp kamuflaj ve bütünleme ikmali yapabilecekleri elverişli bir mevzii

LAYOUT : English Turkish military

MONTAJ ŞEMASI, VAZİYET PLANI:

LAYOUT PLAN : English Turkish military

KONMA PLANI, YERLEŞTİRME PLANI:İnşaat, köprü kurma, mayın tarlası döşeme ve benzeri faaliyetlerin bir sistem dahilinde yapılmasını sağlayan plan. Buna sadece (layout) da denir

LAZY : English Turkish military

HAVA ÖNLEMESİNDE "TEÇHİZAT HAZIR" ANLAMINA GELEN BİR KOD:

LCC : English Turkish military

Bak. "amphibious command ship"

LEAD : English Turkish military

ÖNLEME MESAFESİ:Hareket halindeki bir hedefe isabet temin edebilmek için, hedefin ilerisinde seçilecek nişan noktası ile hedef arasındaki mesafe

LEAD AIRCRAFT (NATO) : English Turkish military

KOMUTA UÇAĞI:Bazı komuta ve hava kontrol görevleri verilmiş, uçuş halindeki uçak

LEAD AZIDE : English Turkish military

KURŞUN AZOTÜR:Bir yüksek infilak maddesini patlatmak için küçük miktarlar halinde kullanılan, kuvvetli bir patlayıcı madde

LEAD CHART : English Turkish military

ÖNLEME CETVELİ:Hedefe olan mesafe, hedefin sürati ve seyir istikameti gibi, değişik şartlar altında, harekat halinde bulunan bir hedefi vurmak için gerekli önlemeyi gösteren bir şema veya çizelge. Buna (lead table) da denir

LEAD COMPUTER : English Turkish military

ÖNLEME HESAP ALETİ:Hareket halindeki bir hedefe isabet temini için gerekli önleme açısını hesaplayan alet

LEAD CURVE : English Turkish military

ÖNLEME EĞRİSİ:Bir silahı hareket halindeki bir hedefe tevcih için gerekli önlemeyi, bir şema üzerinde, grafik olarak gösteren eğri

LEAD FORMATION : English Turkish military

ÖN BİRLİK:Taarruz, hücum gibi taktik harekat safhalarında en önde giden kara, hava veya deniz birlikleri

LEAD MARKS : English Turkish military

ÖNLEME TAKSİMATI:Bir dürbünün göz camında bulunan ve hareket halindeki bir hedefin hareketini önlemek için gerekli önleme açısını hesaplamaya yarayan küçük taksimat

LEAD PURSUIT : English Turkish military

ÖNLEME TAKİP NOKTASI:Uçuş rotasını hedefin önündeki önceden belirlenmiş bir noktada tutmak üzere düşünülmüş bir önleme vektörü

LEAD TABLE : English Turkish military

ÖNLEME ÇİZELGESİ:Bak. "lead chart"

LEAD TIME : English Turkish military

TEDARİK SÜRESİ; TEDARİK MÜDDETİ:Bak. "procurement lead time"

LEAD-COLLISION COURSE : English Turkish military

ÖNLEME KESİŞME HATTI:Bir önleme uçağı tarafından muhafaza edildiği takdirde bu uçağın sabit silahlarıyla hedefin aynı hatta gelmesine neden olacak vektör

LEADER : English Turkish military

LİDER:Başkalarını idare edecek niteliklere sahip kimse