Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
LEADER'S RULE : English Turkish military

KOMUTAN KAİDESİ:Hedef mesafesi 900 metrenin üstünde olduğu zaman, dost kıtalar üzerinden aşırma atışı yapan makinalı tüfekler için emniyetli atış mesafesini tayin usulü. Bak. "gunner's rule"

LEADERSHIP : English Turkish military

ÖNDERLİK:Müşterek bir gayeye varılması için, bir insan topluluğuna tesir edecek işbirliğini sağlama sanatı

LEADING ELEMENT : English Turkish military

İLERİ UNSUR:İlerleyen kıtaların en öndeki birliği

LEADING FIRE : English Turkish military

ÖNLEME ATEŞİ:Harekat halindeki bir hedefin hareketini önlemek üzere, bu hedefin ilerisine yapılan atış

LEAF SIGHT : English Turkish military

LEVHA NİŞANGAHI:Silah kullanılmadığı zaman, zedelenmemesi için, yatırılıp kapatılan nişangah. Bak. "sight"

LEAFLET : English Turkish military

PROPAGANDA BROŞÜRÜ, RİSALE:

LEAFLET BOMB : English Turkish military

PROPAGANDA BOMBASI:Yüksekten uçan uçaklardan çok sayıda propaganda risalesini, hava cereyanlarının sebep olacağı asgari sürüklenme ile hedeflerine ulaştıracak şekilde atmaya yarayan cihaz

LEAFLET CARTRIDGE : English Turkish military

PROPAGANDA MERMİSİ:Propaganda risalesi yaymak için özel surete imal edilmiş, dip kısmı fırlayabilir, standart bir mermi. Bu mermi; içine propaganda risaleleri doldurulduğu zaman bir tahrip danesinin balistik özelliklerine sahiptir

LEAFLET SHELL : English Turkish military

PROPAGANDA MERMİSİ:Propaganda risaleleri atmaya mahsus mermi. Muhtelif çapta ve dipten fırlatmalı tipten sis mermilerinin içindeki sis maddeleri çıkarılarak yerine propaganda risaleleri konmak suretiyle bu mermiler meydana getirilir

LEAGUE : English Turkish military

BİRLİK, CEMİYET:

LEAKAGE : English Turkish military

SIZINTI, İFŞA:

LEAN FUEL MIXTURE : English Turkish military

FAKİR KARIŞIM:Lüzumundan fazla (1/15 oranından çok) hava ihtiva eden bir hava-akaryakıt karışımı

LEAPFROG : English Turkish military

MÜNAVEBELİ SIHHİYE DESTEĞİ:Sıhhiye taktiğinde uygulanan bir usul. Burada; aynı ve benzeri görevleri yapan sıhhiye birlikleri, müşterek bir hareket ekseni üzerinde münavebeli mevzi değiştirmek suretiyle, manevra kuvvetlerine ve muharebe halindeki kuvvetlere devamlı sıhhiye desteği sağlanır

LEARNER CONTROLLED INSTRUCTION : English Turkish military

ÖĞRENCİ DENETLİ ÖĞRETİM:

LEARNING OBJECTIVES : English Turkish military

ÖĞRENME HEDEFLERİ:

LEARNING/TEACHING SYSTEM : English Turkish military

ÖĞRENME/ÖĞRETME SİSTEMİ:

LEAST SQUARES METHOD : English Turkish military

EN KÜÇÜK KARELER YÖNTEMİ:

LEAVE : English Turkish military

İZİN, MEZUNİYET:Bak. "leave of absence"

LEAVE AREA : English Turkish military

İZİN BÖLGESİ:İzinli bulunan veya kısa izin alan Kara Ordusu personeline dinlenme fırsatı vermek üzere, genel olarak, menzil sahasındaki büyük şehirlerde veya sayfiye yerlerinde tesis edilmiş bir bölge

LEAVE OF ABSENCE : English Turkish military

İZİN, MEZUNİYET:Vazifeden müsaadeli ayrılma. Amerikan ordusunda, askeri personelin, faal hizmete geçen her ay için 2 1/2 gün izin hakkı vardır. Bak. "delay on route"

LEAVE TRAVEL ALLOWANCE : English Turkish military

İZİN YOLLUĞU, İZİN HARCIRAHI:

LEAVE WITHOUT PAY : English Turkish military

ÜCRETSİZ İZİN:Kanuni izin hakkını kullanmış bir şahsın, bir mecburiyet karşısında izin isteğinde bulunması halinde, ayrı kaldığı süre ücretinden kesilerek verilen izin

LEAVE YEAR : English Turkish military

İZİN YILI:Askeri personele ait izinlerin hesaplanmasında faydalanılan ve 1 Temmuz'da başlayıp ertesi yıl 30 Haziran-dahil-da sona erdiği kabul edilen yıl

LEAVER : English Turkish military

AYRILMIŞ GEMİ:Ana konvoydan ayrılmış, bağımsız ticari gemi. Bak. "leaver convoy, leaver section"

LEAVER CONVOY : English Turkish military

AYRILMIŞ KONVOY:Ana konvoydan ayrılmış ve farklı bir istikamette seyreden gemi topluluğu veya bir gemi