Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
ACTIVE BALLISTIC MISSILE DEFENSE : English Turkish military

BALİSTİK FÜZELERE KARŞI AKTİF SAVUNMA:Bir düşman balistik füze taarruzunu önlemek ve etkisini yoketmek veya azaltmak için girişilen direkt savunma hareketi. Bu savunma; balistik karşı füzelerin, elektronik karşı tedbirlerin kullanılmasını içine alır; fakat, yalnız bunlara inhisar etmez

ACTIVE COMMUNICATIONS SATELLITE : English Turkish military

ETKİN HABERLEŞME UYDUSU; AKTİF MUHABERE UYDUSU:İstasyonlar arasında sinyalleri alan, yeniden oluşturan ve gönderen bir uydu. Ayrıca bakınız, " communications satellite. "

ACTIVE DEFENSE : English Turkish military

AKTİF; ETKİN SAVUNMA:Bir muharebe sahasının veya mevziin düşman eline geçmesini önlemek için sınırlı ölçüde taarruz muharebesi veya karşı taarruzlar yapmak. Ayrıca bakınız, " passive defense. "

ACTIVE DUTY : English Turkish military

FAAL HİZMET; FAAL GÖREV:A. B. D muvazzaf askerlik hizmetinde tam görev süresi. Yedek eğitimi faal görevi buna dahil değildir. Buna " active service " de denir. Bu terimi, fiilen görevde oluş anlamına gelen " duty status " ile karıştırmamalıdır

ACTIVE DUTY FOR TRAINING : English Turkish military

EĞİTİM İÇİN FAAL GÖREV:Harp zamanında veya ülke içindeki acil durumlarda ya da milli güvenliğin gerektirdiği diğer durumlarda silahlı kuvvetlerin ihtiyacını karşılayacak eğitilmiş birlikler ve kalifiye personel sağlamak için kullanılan belirli bir süresi olan faal görev. Görev süresi, eğitim için faal görev dönemi sona erdiğinde faal olmayan bir göreve dönülmesini sağlayacak emirlere bağlıdır. Yıllık eğitim, eğitim için özel görev süreleri, okul dönemi, ustalık öncesi başlangıç dönemi de bunun içine girer

ACTIVE ELECTRONIC COUNTERMEASURES : English Turkish military

AKTİF ELEKTRONİK KARŞI TEDBİRLER:Elektronik karşı tedbirlerin, elektronik parazitleme (karıştırma) ve elektronik şaşırtma ile ilgili ana tali bölümü

ACTIVE EXERCISE : English Turkish military

FAAL AKTİF EGZERSİZ:Hastanın, lüzumlu hareketleri, başkasının yardımına muhtaç olmadan bizzat yapması suretiyle uygulanan tıbbi egzersiz. Ayrıca bakınız, " exercise. "

ACTIVE FEDERAL SERVICE : English Turkish military

AKTİF FEDERAL HİZMET:A. B. D Silahlı Kuvvetlerinde faal gönüllü veya subaylık hizmeti. Eyalet kontrolündeki Kara ordusu Milli Muhafız ve Hava Kuvvetleri Milli Muhafız teşkilatı mensubu olarak ifa edilen bir görev bu hizmete dahil değildir

ACTIVE HOMING GUIDANCE : English Turkish military

AKTİF HOMİNG GÜDÜM; AKTİF HEDEF GÜDÜMÜ:Gerek hedefi aydınlatan kaynağın gerekse hedefin aydınlatılmasıyla buradan yansıyan enerjiyi algılayan alıcının aynı füze içinde taşındığı bir yönlendirici güdüm sistemi. Ayrıca bakınız, "guidance"

ACTIVE LAYER : English Turkish military

AKTİF TOPRAK TABAKASI:Her yıl don tutup çözülen tabaka; yazın çözülüp kışın tekrar don tutan toprak tabakası

ACTIVE LIST : English Turkish military

FİİLİ KADRO:Tam maaş alan ve askeri vazifelerini yapan ve bu vazifelerini yapmaya hazır bulunan subay ve erler

ACTIVE MATERIAL : English Turkish military

AKTİF MADDE:Zincirleme fizyon reaksiyonuna girebilme yeteneği olan plütonyum ve uranyumun belirli izotopları gibi maddeler

ACTIVE METHOD OF CONSTRUCTION : English Turkish military

FAAL İNŞAAT METODU:Bir inşaat usulü. Bu usulde; tiyal tabakasının (permafrost) buzları eritilir ve yapının bulunduğu mahal ile civarındaki kısımlar donmamış vaziyette bulundurulur. Tiyal tabakasının nispeten ince olduğu ve toprağın, kum ve çakıl gibi, donmamış vaziyette tatminkar bir taşıma kuvvetini haiz bulunduğu bölgelerde inşaatın yapılması için gerekli esaslar, erimiş tiyale göre tespit edilir ve tiyal tabakasını erimiş bir halde bulunduracak sıcaklığı muhafaza için hiç bir gayret sarf edilmez

ACTIVE MINE : English Turkish military

AKTİF MAYIN:Mayından yayılan bir sinyalin bir hedeften geri yansımasıyla faaliyete geçen mayın

ACTIVE NATIONAL GUARD : English Turkish military

FAAL MİLLİ MUHAFIZ TEŞKİLATI:A. B. D. 'ni teşkil eden muhtelif eyaletler ile Puerto Rico ve Columbia eyaleti Milli Muhafız Teşkilatına mensup birlik ve şahıslar. Bunlar, kanunen Federal olarak tanınmış ve kendilerine, teçhizata sahip olma, Federal hizmet dışında, muntazam bir programa bağlı eğitim faaliyetlerine katılma yetkisi verilmiştir

ACTIVE SATELLITE DEFENSE : English Turkish military

AKTİF UYDU SAVUNMASI:Düşman uydu imkan ve kabiliyetlerinin yok edilmesi veya etkisinin azaltılması için girişilmiş aktif savunma hareketi. Karşı uydu füzeleri ve uyduları, elektronik karşı tedbirler ve aldatma (spoofing) gibi vasıtaları içine alır. Ayrıca bakınız, "passive satellite defense" ve " satellite defense"

ACTIVE SERVICE : English Turkish military

FAAL HİZMET:Bakınız, " active duty "

ACTIVE STATUS : English Turkish military

FAAL HİZMET DURUMU:İhtiyat asli teşkillerinin; Kara Ordusu gayrı faal Milli Muhafız teşkilatında, ikinci derecede hazır ihtiyat gayrı faal durumunda (Inactive Status List of the Standby Reserve) veya üçüncü derecede hazır ihtiyatlar (Retired Reserve) arasında bulunmayan bir mensubun durumu

ACTIVE ZONE : English Turkish military

AKTİF TOPRAK TABAKASI BÖLGESİ:Toprak don tabakasının yıllık kapladığı saha

ACTIVITY : English Turkish military

KURULUŞ:Belirli bir işlevi veya görevi yerine getiren bir birlik, teşkilat veya tesis. Ör., celp ve sevk merkezi, dağıtım merkezi, deniz üssü, tersane

ACTUAL GROUND ZERO : English Turkish military

GERÇEK YER SIFIR NOKTASI:Bir nükleer infilak merkezinin dikey olarak altına veya üzerine gelen yeryüzü noktası. AGZ olarak da bilinir. Ayrıca bakınız, " desired ground zero ", " ground zero "

ACTUAL KEY : English Turkish military

ASIL ANAHTAR (BİLG. TER. ):Bir donanım olarak kullanılabilir, ve bir toplu birikim (yan bellek) ortamındaki bir tutanağın yerini belirten unsur ismi

ACTUAL OBLIGATED SPACE : English Turkish military

AYRILMIŞ SAHA; TAHSİS EDİLMİŞ DEPOLAMA SAHASI:Gönderme emri alınmış malzemenin depolanması için ayrılan boş saha. Ayrıca bakınız, "storage space"

ACTUAL PLACEMENT : English Turkish military

FİİLİ SOMAJ HALİ:Bir vagonu belirli bir yükleme ve boşaltma sahasına yerleştirmekle ilgili bir terim. (Sürastorya kaideleri)

ACTUAL TARGET : English Turkish military

ESAS HEDEF:Yeri bilinen ve ateş altına alınacak olan gerçek hedef. ACTUARIAL METHOD OF COMPUTING A REPLACEMENT FACTOR:BİR DEĞİŞTİRME FAKTÖRÜNÜ İSTATİSTİKLE HESAPLAMA USULÜ:Standart hizmette kalma eğrilerinden faydalanılarak madde ömrünün her yaş devresine ait hizmetten çekme oranını meydana çıkarma metodu. Sonra bu hizmetten çekme oranları, müstakbel bir devreye ait tartılı değiştirme faktörü elde edilmek üzere, yaş dağılımıyla tartılır. Her müstakbel devreye ait değiştirme faktörü müstakbel devrelerin her birinde kullanılacak malın yaş dağılımına göre değişir. Ayrıca bakınız, "supply replacement factors and consumption rate"