Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CARRY TALES : English Turkish

n. dedikodu yapmak

CARRY THE BABY : English Turkish

sorumluluk taşımak

CARRY THE BAT : English Turkish

oyun dışı kalmamak (kriket)

CARRY THE BLAME : English Turkish

sorumlu tutulmak, sorumluluk taşımak

CARRY THE CAN : English Turkish

suçu üstlenmek, kabahati üzerine almak

CARRY THE DAY : English Turkish

kazanmak, galip gelmek; yenmek

CARRY THE TORCH : English Turkish

v. karşılık vermeyen bir insana karşı aşk duyguları hissetmek, karşılığı olmayan ve acı veren aşk duygusu hissetmek; karşılık vermeyen birine aşık olmak; platonik şekilde bir insanla ilgilenmek; bir amacı gerçekleştirmek

CARRY THE TORCH FOR : English Turkish

aşık olmak (genellikle karşılıksız)

CARRY THINGS TOO FAR : English Turkish

v. abartmak

CARRY THROUGH : English Turkish

gerçekleştirmek, yerine getirmek, sonuca ulaştırmak, bitirmek, başarmak

CARRY THROUGH WITH : English Turkish

sonuçlandırmak, tamamlamak

CARRY TO EXCESS : English Turkish

v. abartmak, fazla abartmak

CARRY TOO FAR : English Turkish

abartmak, "çizgiyi aşmak", aşırıya kaçmak

CARRY TOO MANY GUNS FOR ONE : English Turkish

oy ölçülemez olmak

CARRY TWO : English Turkish

n. elde var iki

CARRY WEIGHT : English Turkish

ağırlığı olmak, önemli olmak; etkilemek

CARRY WEIGHT WITH : English Turkish

etkisi olmak, önemi olmak, önem taşımak

CARRY-COT : English Turkish

portatif taşıma çantası

CARRYABLE : English Turkish

adj. taşınabilir, nekledilebilir, portatif

CARRYALL : English Turkish

n. yolcu taşıma aracı, yolcu çantası, çuval, harhar

CARRYBACK : English Turkish

n. (vergi hesaplamasında) önceki yıl için hesaplara aktarılan para miktarı

CARRYCOT : English Turkish

n. (İngiliz İngilizcesi) taşınabilir küçük el sepeti

CARRYING : English Turkish

n. taşıma, nakliye

CARRYING AGENT : English Turkish

n. nakliyeci, taşımacı

CARRYING CAPACITY : English Turkish

yük kapasitesi